Cumhuriyet’in düşündürdükleri

×
YENİ ASIR
Mobil uygulaması
Ücretsiz – Google Play de

Cumhuriyet’in düşündürdükleri
MEHMET DEMİRCİ
Cumhuriyet’in düşündürdükleri
mehmet.demirci@yeniasir.com.tr
Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.10.2018, 00:00
Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 adet yıldız vardır. Bu rakamın Türklerin tarih boyunca kurmuş olduğu devletlerin sayısını ifade ettiği kabul edilir.

Bu gün on yedinci devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 95. yılıdır, hepimize kutlu olsun.

Alparslan, Osman Gazi, Fatih, Abdülhamit, Atatürk hepsi bizim tarihi büyüklerimizdir. Bunlar devirlerinin şartları içinde bu millete hizmet etmişlerdir.

Devletin adı değişebilir, ama onu meydana getiren millette süreklilik vardır. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken dışarıdan yeni bir halk ithal edilmedi, 8-9 asırdır bu topraklarda yaşayan insanlar yeni devletin vatandaşları oldu.

Cumhuriyetin kurucu kadrosunun tamamı, başta Mustafa Kemal olmak üzere, Osmanlı mekteplerinde okumuş kimselerdi.

DİNAMİK YAPI

Türk milleti durağan bir yapıya sahip değildir. Bugünkü kültürümüz, Orta Asya’da var olan eski klasik Türk kültürü, Ortaçağda kabul ettiğimiz klasik İslam kültürü ve 19. Yüzyılda almaya başladığımız Batı kültürünün karışımından oluşmaktadır. Kültürümüz bunların hepsinden izler taşır.

Halkımız uzun yıllar içinde bir sentez oluşturmuş ve ona göre yaşamaktadır. Aydınlarımız arasında bu üç unsurdan hangisinin hakim ve belirleyici olacağı, zaman zaman tartışma konusu yapılır.

Batılılaşma ve modernleşme tarihimizin 2 asrı geçen bir mazisi vardır. Tanzimatttan bu yana devlet teşkilatının geleneksel temelleri modern ve seküler olanlarla değiştirilmeye başlandı. Evvelce “devletin çağdaşlaşması” ile sınırlı olan hareket, Cumhûriyetle birlikte “toplumun çağdaşlaşması”na dönüştü. Gaye kültürün yörüngelerini Batı toplumunun kültür temellerine yaklaştırmaktı. Bu büyük bir kültür değişimi, hatta yeni bir kültürel kimlik empoze etme projesiydi.

TEPKİCİLİK

Bu sırada yeni anlayışı yerleştirebilmek için, önceki kültür ve buna ait kurumlar reddedildi ve kötülendi. Bu yönde baskı yapıldı. Bu tür uygulamalara her yeni rejim, her ihtilal başvurur. Bu baskılar ve zorlama metotları, geniş halk kütlelerini rahatsız etti ve bir pasif mukavemete yol açtı. Çok partili hayata geçince bu mukavemet bir tepkisellik şeklinde kendini gösterdi. Her tepkisellikte aşırılık vardır. Tepki, karşı tepkiye yol açar, bu da sağlıklı düşünmeye engel olur.

Kabaca İslamcı, Türkçü ve Batıcı diyebileceğimiz anlayış sahipleri, şu sıralarda sağlıksız bir tavır içinde görünüyor.

Ben “Cumhur İttifakı”nın milletimizin çoğunluğunu oluşturan Ak Parti be MHP tabanını birbirine yaklaştıracağını düşünenlerdenim. Bunların ortak noktaları, farklı yönlerinden çok daha fazladır.

Aniden çıkan “Andımız” tartışmasının, “Türkçü” ve “İslamcı” kabul edilen zümreler arasında yeni bir kamplaşmaya yol açmamasını dilerim. Anladığım kadarıyla seçim işiyle uğraşan kurmaylar, oy hesaplarıyla meseleyi germekteler.

Aynı gemi içindeyiz, farklılıklarımıza tahammül etmeyi öğrenmeliyiz. Su aka aka yolunu bulur. Zamanla toplum olarak makul çizgide buluşacağımızı düşünüyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.