Karabağ bizim de acımız

1991 yılında Kafkas Cumhuriyetleri art arda bağımsızlıklarını ilan etti.
Azerbaycan da bunlardan biriydi.
Dağlık Karabağ Azerbaycan’ın önemli bir parçasıdır. Asırlardır Müslüman bölgesidir.
Hocalı, Ağdam, Kelbecer, Fuzuli, Hankendi gibi yer isimleri bunu açıkça gösterir.

Sovyetlerin çökmesiyle birlikte Rusya tarafından boşaltılan üstlerden elde edilen ağır silahları Ermenilerin eline geçti.
1991-1993 yıllarında, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri Karabağ’ı işgal etmeye başladı.
Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı üstünlük sağlamasında Rusya’nın doğrudan ve dolaylı olarak etkisi olmuştur. Bir milyondan fazla Azeri canlarını kurtarmak için topraklarını terk etti.

Hocalı katliamı en acı olaylardan biridir. 1992 yılının 25 Şubat’ında gece Ermeni milisleri ve askerleri giriş ve çıkışlarını tuttukları Hocalı köyüne girdiler.
Evlerinde saklanan veya dağlara kaçan savunmasız insanların üzerine kurşun yağdırmaya başladılar. 83’ü çocuk, 106’sı kadın olmak üzere toplam 613 kişiyi öldürdüler. Katliam sonrası 1275 Azeri Türk rehin alındı. Bu esirlerden 150’sinin akıbeti bilinmedi.

KARABAĞ ACISI
Soy, dil ve din birliğiyle bağlı olduğumuz Azerbaycan halkının acı ve sevinçlerini Türk milleti her zaman içinden hissetmiştir. Şiirinde edebiyatında bu duygulara yer vermiştir. Aşağıda bunun iki örneğini sunuyorum. Bu iki şiir Gümüşhane Öğretmen Okulu’nda, 1966-67 yıllarında talebem olan Nafiz Nayır’a aittir.
Emekli edebiyat öğretmeni olan Nafiz iyi bir şairdir. Aktaracağım şiirler ‘Hüzün Hüzün’ adlı kitabından alınmadır.

‘Karabağ Acısı’ adlı şiir şöyledir:
Yüreğim yanıyor, Karabağ esir / Ocaklar ağlasın, korlar ağlasın / Düşmanın izleri toprağımda kir / Tarlalar, bahçeler, kırlar ağlasın.
Kim nasıl kıydı da ayırdı bizi / Verilmezse şayet kavuşma sözü / Bulut bulut olsun göklerin yüzü / Yağmurlar, dolular, karlar ağlasın.
Bugün çok dertliyim, dertli idim dün / Bitmez ise eğer bu kederli gün / Yasa dönsün toylar, zehrolsun düğün / Davullar, zurnalar, tarlar ağlasın.
Eğer incinirse saçının teli / Yiğit olan insan olmaz mı deli / Kardeş evi viran, uyan Türkeli / Özbekler, Kırgızlar, Şorlar ağlasın.

KARABAĞ’I DÜŞÜNÜNCE
İlk şiir acıyı dile getirirken, “Karabağ’ı Düşününce” adlı ikinci şiir ümitle dolu.
Sanki bugünleri müjdeliyor. Artık Azerbaycan kendi öz topraklarını birer birer geri alıyor:

Karabağ’da karşılasak bu yazı / Budur, milletimin Hak’tan niyazı / Hocalı’da kılıp cuma namazı / Hankendi’ne gireceğiz bilinsin.
Orduları karşı dağları tutsa / Toplar ejder olup insanı yutsa / Kırılsa silahlar mermimiz bitse / Yumruklarla vuracağız bilinsin.
Unutmasın o insanlık kasabı / Hazır artık cezasının nisabı / Kapanmadı Hocalı’nın hesabı / Bu hesabı soracağız bilinsin.
Kalbimizde yaktık yurt ateşini / Sürüp gideceğiz düşman peşini / Tuttuğumuz yerde üçü beşini / Teker teker kıracağız bilinsin.
Çıkınca oradan kirli mahlukat / Rahata erecek cümle tabiat / Şükür namazına ikişer rekat / Hep beraber duracağız bilinsin.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.