Hz. Peygamberin bedeni şifa kaynağı-5

Denis Gril’in (Davut) Allah’ın Kulu adlı kitabından alıntılara devam ediyorum.
Yazarımızın ifadesine göre Hz. Peygamberin bedeniyle fiziki temas, sahabiler tarafından ahirette kurtuluşun ve şefaatin teminatı sayılırdı.
Birçok hadiste, sahabilerden bazıları Hz. Peygamberin kendilerine bir sopayla veya parmağıyla dokunarak hafif bir acı vermesinden istifadeyle misilleme talep ederler.

Böylece Peygamber, kendisine aynı muamelede bulunabilmeleri için yan tarafını veya karnını açar ama onlar, tıpkı Sevad b. Gaziyye’nin şehit düştüğü Bedir savaşından hemen önce yaptığı gibi, hemen onun bedenini öperlerdi. Amaçları bu temasın faziletiyle kurtuluşa ve bir tür mutluluğa erişmekti. (s. 253)

TERİ PARFÜM
Peygamber Efendimizin genç hizmetkarı Enes b. Malik’in annesinin davranışı ilgi çekicidir. Efendimiz bazan onun evine ziyaret gelir ve burada evinde öğle uykusuna (kaylule) yatardı. Ev sahibi kadın, Hz. Peygamber uyurken vücudundan düşen ter damlalarını bir şişede toplardı. Peygamber uyandığında kadına ne yaptığını sorar, o da “Bu senin terin, onu parfümümüze koyuyoruz çünkü o kokuların en güzelidir” diye cevap verir. (s. 306) Bu konu hakkındaki hadis rivayeti şöyledir: Enes b. Malik’ten: Hz. Peygamber Enes’in evine girip kaylule uykusuna dalarak terler. Enes’in annesi Ümmü Süleym bir kavanoz getirerek teri onun içine sindirmeye başlar. Hz. Peygamber uyanır ve yaptığı hareketin sebebini sorar. Ümmü Süleym: Bu senin terindir, onu kokumuza katıyoruz.
O kokuların en güzellerindendir. Çocuklarımız için bunun bereketini umuyoruz der. Hz. Peygamber de: “İsabet ettin” buyurur. (Buhari, İsti’zan”, 41; Müslim, Fedail”, 83-5) Bu inanış bizim kültürümüzde derin biçimde izler taşır. Aşık Yunus’umuz sarı çiçek ilahisinde “Gül sizin neniz olur?” diye sorar, cevap:
“Çiçek eydür ey derviş / Gül Muhammed teridir.” Aynı şekilde Mevlid nazımı Süleyman Çelebi ise daha açık söyler:
“Terlese güller olurdu her teri / Hoş dererlerdi terinden gülleri.”

SAYGI ERKEN DÖNEMDE BAŞLADI
Kureyşlilerin müttefiki olan ve onlar tarafından Hudeybiye’de Hz. Peygamberle görüşmek üzere gönderilen Urve’nin ifadesine göre, sahabiler Hz.
Peygamber’in bedenine çok saygı gösteriyordu.
Tarih kitapları onun şu sözlerini nakleder: “Ashabının Peygambere nasıl davrandıklarını görerek ayrıldı.
Peygamber ne zaman abdest alsa onlar artan sudan içmek için acele ederlerdi; ne zaman tükürse onu toplamak için koştururlardı. Ne zaman saçından bir tel düşse hemen onu yerden toplarlardı.
Kureyşlilerin yanına döndüğünde onlara şöyle dedi: ‘Ey Kureyş, ben Hüsrev’in huzurunda bulundum ve onu saltanatının ihti¬şamı içinde gördüm, saltanatının tüm ihtişamı içindeki Sezar’a ve aynı şekilde Necaşi’ye gittim.
Allah’a yemin olsun ki kavmi arasında, Muhammed’in ashabı arasında olduğu gibi ihtiram gösterilen bir sultan görmedim.” (s. 253)

(Devam edecek)

Yorumlar kapatılmış.