7- Selman-ı Farisi

Bağdat’ta ziyaret yerlerimizden biri de Selman-ı Farisi oldu. Daha mütevazı bir mekan olan Selman-ı Farisi türbe ve camisi de Şii dünyasını yansıtan unsurlarla dolu. Duvarlarında Selman’la ilgili hadisler ve rivayetler hat levhaları halinde yer alır.

Selman-ı Farisi (ö. 36/656), İran’da Ramhürmüz’de doğdu. Zengin ve itibarlı bir aileye mensup idi. Mecusi mabedinde kutsal ateşin sönmemesini sağlamakla görevli iken yeni bir din arayışına girdi. Ailesinin şiddetli muhalefetine rağmen Hıristiyanlığı benimsedi ve önce Şam’a kaçtı, ardından Musul, Nusaybin ve Ammuriye’ye (Amorion) gitti. Orada kendisinden Hıristiyanlık hakkında bilgi aldığı bir papaz, ölüm döşeğinde iken ona pek yakında Arap yarımadasında Hanif dini üzere gönderilecek son peygamberin geleceğini ve onun özelliklerini haber verdi.

YAHUDİYE SATILDI

Bir Arap tüccarıyla tanışan Selman, kendisini çölden geçirmesi karşılığında sahip olduğu hayvanları ona verip kervanına katıldı. Ancak tüccar Selman’ı bir Yahudiye köle olarak sattı. Ardından bu Yahudi onu Medine’de yaşayan Beni Kurayza’ya mensup bir başka Yahudiye sattı. Selman, Medine’yi görünce Ammuriyeli rahibin tarif ettiği şehre geldiğini anladı. Daha sonraki günlerde Hz. Peygamber’in Medine’ye doğru yola çıktığını ve Kuba’ya geldiğini duyunca hemen oraya gitti ve rahipten öğrendiği peygamberlik alametlerinin kendisinde bulunduğunu görünce Müslüman oldu. Peygamber Efendimiz Selman’ın azat edilmesini sağladı. Bundan sonra Selman-ı Pak veya Selman el-Hakim diye de anılmıştır.

Selman, Hendek Gazvesi’ne ve ondan sonraki bütün savaşlara katıldı. Bu gazve sırasında bir hendek kazılmasını teklif etmesi ve hendek kazmadaki başarısı dolayısıyla ensar ve muhacirler Selman’ı kendilerinden sayma konusunda ihtilafa düşünce Resulullah, “Selman bizden, Ehl-i beyt’tendir” diyerek bu tartışmaya son verdi.

KİŞİLİĞİ

Zahid bir kişiliğe sahip olan Selman-ı Farisi, Resul-i Ekrem’in övgüsünü kazandı. İlim öğrenmeye düşkünlüğü ve sünnete bağlılığı ile mensubu bulunduğu ashab-ı Suffe arasında önemli bir yer edindi. Medain valiliği sırasında bile mütevazi yaşayışını değiştirmediği için halkın teveccühünü kazandı. Çok yer gezip farklı tecrübeler elde etmesi sonucu geniş birikime sahip olan Selman’ın, Taif’in fethi sırasında mancınık ve debbabe (İçine girenlerin ok, taş vb. şeylerden korunmaları için üzeri deriyle kaplanmış olan ve yuvarlanmak suretiyle tahrip edilecek kaleye yaklaşmayı sağlayan fıçı şeklindeki savaş aleti) kullanılmasını tavsiye etti ve bunların yapımını bizzat üstlendi. Hz. Ömer’in emriyle Kufe şehrinin kuruluşu sırasında ve daha sonra önemli katkıları oldu ve halife onu Medain’e vali tayin etti.

Hz. Peygamber’in saçlarını tıraş etmesi sebebiyle berberlerin piri sayılan Selman’ın fütüvvet anlayışındaki mevkii önemlidir. Aynı zamanda pek çok tasavvufi silsilenin içinde yer almıştır.

Selman, İran asıllı olduğu için Şii müelliflerce oldukça alaka gördü. Şiiler, Selman’ı çok az sayıdaki güvenilir sahabiler arasında saymış, onu Hz. Ali’den sonra ikinci sırada önemli bir kişi kabul etmiş, zamanla kabrini Kerbela dönüşü uğranması gereken bir ziyaretgah haline getirmişlerdir.

Yorumlar kapatılmış.