Bağdat’taki Seyyid Ahmed er-Rifai türbesi, Sultan Abdülhamid’in 130 yıl kadar önce yaptırdığı tamirden sonra gene bakıma muhtaç hale geldi. Tekrar ciddi bir restorasyona ihtiyaç doğdu. Bunu fark eden Cemalnur Sargut ilk olarak 2018 yılında bu fikri ortaya attı. Çok uzun bir süreçten sonra nihayet bugünlerde restorasyon işi tamamlandı. İşin mali yönünü Nef Vakfı üstlendi. Bilfiil takibini ise Mimar Selim Öztürk üzerine aldı. Birkaç yıl süren bu güzel maceranın hikayesini Selim Bey’den dinleyelim:
Kubbeden sular akıyordu. İçeride dua ederken, yağmurlu bir gündü, yukarıdan damlalar düşmekteydi. Kubbede çok fazla hasar oluşmuş. Buranın onarımını yapmak istedik, Irak devlet ricaline anlattık. Önce bir direniş oldu, çok şükür sonunda bir yola girdi. Uzun gayretler sonucu çalışma iznini verdiler.
DAYANIKLI VE ESTETİK
Kubbenin üzerine öyle bir uygulama yapalım ki elli yıl, yüz yıl dayansın, bakıma ihtiyaç kalmasın, diye düşündük. Kubbe yüzeyi, önce içine Necef kumu karıştırılmış, yağmurdan zarar görmeyen, 100 derece sıcaklığa dayanıklı özel bir karışımla sıvandı. Üstü demirle kaplandı. Kerbela’da üzeri sırlı tuğlalar yapıldığını öğrendik. Oraya gidip tek tek seçerek bu sırlı tuğlalardan aldık. Bunlar birer birer demirle bağlandı, arası harçla dolduruldu. Kubbenin eteklerine Aydın Yüksel’in Kufi hatla yazdığı Kelime-i tevhidler yerleştirildi.
Restorasyon için önce duvarları kazıyıp Abdülhamit Han zamanında yapılan tezyinata ulaştık. O dönemi yansıtan bir süsleme uygulandı. Kubbeye İhlas suresi, alt taraflarına Allahü Ekber kelimeleri yazıldı. Bunlar altın varakla kaplandı. Kuşak yazısı olarak Fetih suresi yazıldı. Yazılar, renkler birbiriyle uyumlu. Ustalarımız işin ehliydi, temiz iş çıkardılar. Allah, Muhammed, Ehl-i Beyt ve Ahmed er-Rifai isimleri hat olarak yazıldı. Zemin halıları yenilendi.
Dış avluda Aydın Yüksel Hoca’nın tavsıyesiyle Bursa kemerleri yapıldı, bu durum çok hoş bir etki yarattı. Uygun yerler abartılı olmayacak şekilde mermerle kaplandı. Böylece sade ve mütevazı fakat asil bir görünüm kazandı.
AÇILIŞ TÖRENİ
18 Mayıs 2025 günü Türk ve Iraklı yetkililerin katılımıyla Seyyid Ahmed er-Rifai türbesinin açılış merasimi vardı. Restorasyon işi gerçekten çok güzel yapılmış. Söz konusu kubbenin altında yer alan mekan; çinileri, hatları, tezyinatı ve yerdeki halılarıyla huzur dolu, asude bir havaya sahip. Göz alıcı, dinlendirici; daha sonra Bağdat’ta gördüğümüz başka kutsal yerlerin abartılı süslemelerinden uzak, ihtişamlı fakat aynı zamanda Hz. Rifai gibi tevazu timsali bir mübarek yer. Bu haliyle adeta bozkırda açan nadide bir çiçek.
Bu bereketli işin maddi yönünü üstlenen Nef Vakfı’na, gidişatı baştan sona bizzat takip eden, bunun için oradaki zor şartlarda eşiyle mesken tutan Mimar Selim Öztürk’e ve meselenin fikir annesi olan Cemalnur Sargut’a ne kadar teşekkür etsek azdır.
Daha yapılacak çok iş var. Buranın kuruluş dönemlerdeki işlevine kavuşabilecek tam bir külliye haline gelmesi için misafirhane, abdest alma yerleri, lavabo ve helalar, mutfak gibi birimlere ve çevre düzenlemesine ihtiyaç var. İnşaallah Hz. Rifai’nin himmetleriyle gecikmeden bunlar da tamamlanır.