1071 Malazgirt zaferinden sonra başlayan Türk akınları on sene içinde Ege sahillerine ulaştı. Bu sırada İzmir bir ara Çaka Bey’in (ö. 1095) idaresine geçti. Ardından sık sık el değiştiren şehir 13. yüzyılın sonlarında Aydınoğulları’nın sınırları içinde yer aldı. 1390’dan itibaren Osmanlılara tabi oldu.
Ülkeler orduyla fethedilir fakat kültür, medeniyet ve ilimle varlığını sürdürür. Bu düşünceden hareket eden ve henüz beş yıllık geçmişe sahip olan Ege Ü. Birgivi İlahiyat Fakültesi bir sempozyum düzenledi: “İzmir’de İlmi ve Kültürel Hayat (14-16. Yüzyıl)”. Bu geniş kapsamlı çalışmada şehrin fethinden itibaren ilk 2 asırda İzmir ve çevresinin kültürel tarihi, İzmir’de din bilimleri, tarihi sanatlar, felsefe alanındaki çalışmalar, dini hayat, tıp, coğrafya, doğa bilimleri, kütüphaneler ve kitaplar, burada yaşamış önemli şahsiyetler ve etkileri gibi konularda bildiriler hazırlanması istenmiştir.
İzmir’de İlmi ve Kültürel Hayat Sempozyumu yarın (11 Nisan Cuma) başlıyor. Açılış sabah Ege Ü. Sanat Evi’nde. Açılış konuşmaları ve Selim Şenel yönetiminde müzik dinletisinden sonra Açılış Konferansı var. Konu: İzmir’e 14-16. Yüzyıllardan Bakmak. Konuşmacı: Prof. Dr. Mehmet Şeker.
Oturumlar öğleden sonra 2 ayrı salonda devam edecek. Sempozyumun ikinci ayağı 12 Nisan cumartesi günü Ödemiş’te olacak. Bir de üçüncü ayağı var: 12 Nisan günü çevrimiçi olarak zoom üzerinden yapılacaktır.
İZMİR’İN MANEVİ FATİHLERİ
Benim bildirimin başlığı bu şekilde. İzmir’in fethi sırasında, tarihimizde alp-eren, gazi-derviş, Barkan’ın söyleyişiyle Kolonizatör Türk Dervişleri’ nin de hizmetleri odu. Ömer Lütfi Barkan vakfiyelere dayanarak yazdığı “İstila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler” adlı makalesinde dinamik Türk dervişlerinden söz eder. Çok kere ıssız yerlerde kurulan bu zaviyeler, bir nevi sığınak demekti. Mensuplar boş yerlerden toprak açıp bağ bahçe yapan, gayet iyi cins meyve ağaçları yetiştiren mahir kimselerdi. Bu dervişler münzevi ve tufeyli olmayıp, çalışkan, gayretli ve müteşebbis bir yeni insan tipiydiler. İzmir’de onlarca yatır türbe ziyaret yeri var. Ben belgelere dayalı olan 3 tanesini ele aldım.
İzmir’in eski semtlerinden Namazgah denilen yerde Seyyid Mükerremüddin (Emir Sultan) zaviyesi var. Seyyid Mükerremüddin’in Aydınoğlu Gazi Umur Bey ile İzmir’in fethine iştirak etmiş olan kumandanlardan biri veya bir gazi derviştir. Fetihten hemen sonra bugünkü yerinde kurulan zaviyede yerleşti. Kadifekale eteklerinde kurduğu zaviye etrafında gelişen Şeyh Mahallesi Müslüman Türk yerleşiminin nüvesini oluşturdu.
İzmir’in fethi yıllarında yaşayan Yusuf Baba tekkesi Kadifekale yolunda İtfaiye kulesinin karşında idi. Burası önceleri Edhemi tekkesi olarak bilinirken bilahare Bektaşiler sahiplendi. 17. ve 18. yüzyıldan sonra Aziz Polycarp’ın mezarı olarak Hristiyanlarca da ilgi gördü. Şimdi yerinde İnkılap İlkokulu vardır.
Bornova Ergene Mahallesinde Büyük Caminin (Hüseyin İsa Bey Camii) avlusunda Alişir, Beşir Nezir kardeşlerin türbesi vardır. 1300’lerin başlarında Aydınoğulları Bornova’yı aldı. Alişir, Beşir, Nezir kardeşler, bu sırada şehit düşmüştür.
Sempozyum için başta Dekan Hanefi Palabıyık ve Hüseyin Topal olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürler.