Kiliseden camiye

İzmir’in Hatay semtinde halk arasında “Kilise Camisi” diye bilinen bir mabet var. Caminin hikayesi şöyle:

Nakledilen şifahi bilgilere göre Agios Metamorphosis adlı kiliseyi, İstiklal Savaşı sonrası hayvancılık yapan bir vatandaş satın alıp uzun süre ahır olarak kullanır. Ondan da Hüsnü Ataberk alarak camiye çevirir.

Konak Tapu Müdürlüğünden aldığım bilgiler ise farklıdır, şöyle ki: II. Karantina Mah. 766 Ada 40 Parsel’de kayıtlı olan bu yer, en eski kayda göre (1935) Hazine adına tapuludur. 1941’de Hüsnü Ataberk hazineden satın alır, 1945’te camiye çevirir, 1952’de Tapuya cami olarak tescil ettirir. O günlerden beri ibadete açık olan Hüsnü Ataberk Camisi, 2010-2011 de restorasyon geçirir. Cami İzmir’in Hatay semtinde, Muratreis Mahallesi,179. sokak no. 40’tadır.

HANYA’DAN İZMİR’E

Konuyu ele alışımın 2 sebebi var: İsmail Kara’nın hazırladığı “Hanya / Girit Mevlevihanesi” adlı kitapta (Dergah yayını, 2006), Girit’teki Mevlevihane şeyhi ve ailesinin mübadele ile adayı terk ederek 1924’te İzmir’e gelişleri anlatılır.

Bu aileden son şeyh Hasan Hüsnü Dede Hanya Mevlevihanesi’nin devamı olmak üzere İzmir’de ikinci bir dergah açmak ister. Bunun için Konya’daki yetkili Veled Çelebi (İzbudak) ile yazışmalarda bulunur, gerekli izinleri alır.

Girit mübadili olarak, İzmir Üçkuyular semtinde mübadeleye tabi bir Rum’un çiftliğinin tapusunu alır. Niyeti orada bir Mevlevihane binası yapmaktır. 1925’de tekkelerin kapatılmasıyla bu teşebbüsü sonuçsuz kalır.

Hanya’dan gelirken Mevlevihane’ye ait bir kısım değerli malzemeyi de birlikte getirmişlerdi. Yeni bir dergah açma niyeti sonuçsuz kalınca, sonraları Hanya Tekkesi eşyalarından sakal-ı şerif Kilise (Ataberk) Camii’ne; Allah, Muhammed ve dört halife levhaları İzmir Asansör Camii’ne verilir.

HÜSNÜ ÖZYEĞİN’İN DEDESİ

Yazının ikinci sebebi: Rıdvan Akar imzalı “Bir Dünya Kurmak Hüsnü Özyeğin’in Yaşam Öyküsü (2017)” adlı kitabını okurken Kilise (Ataberk) Camisi bir kere daha karşıma çıktı. Hüsnü Özyeğin Türkiye’nin en zenginlerinden biridir. Baba ve anne tarafı Girit’ten göçüp İzmir’e yerleşmişlerdir.

Anne dedesi Hüsnü Ataberk (Girit1881-İzmir 1963) manifarutracı olup İzmir’in en zenginlerinden biriydi. Başta sözünü ettiğimiz kiliseyi, tapu kayıtlarına göre civarındaki bazı yerlerle birlikte satın aldı, gerekli tadilatı yaptırarak camiye dönüştürdü.

Hüsnü Özyeğin, “Girit’teki camilerin Rumlar tarafından kiliseye dönüştürüldüğüne tanık olan dedesinin, İzmir Hatay semtindeki adı geçen kiliseyi camiye çevirdiğini; babası ve dedesi ile Ramazan ve Kurban bayramı namazlarını bu camide kıldıklarını” söyler.

Hüsnü Ataberk Camisinin ferah avlusu ve iç mekanı bakımlı ve temiz. Cami bitişik nizam sıralanmış apartmanlar arasında semte nefes aldıran bir yer durumunda. Cami İmamı Muhammed Öztürk’e gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür ederim.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.