Biz böyleydik

Günümüzde yolsuzluk haberleri can sıkıcı boyutlara ulaştı. Hızla kentleşen ve şehirlerin devamlı büyüdüğü ülkemizde en çok dikkati çeken konu imar yolsuzluğu haberleridir. Aslında biz toplum olarak düzgün bir ahlak yapısına sahibiz. Bunun 2 canlı örneğini sunuyorum.

Birincisi şu: Ahmet Hilmi Nalçacı (1925-1969) Konya’nın efsanevi Belediye Başkanıdır. 1963’te başladığı Başkanlığı, bir trafik kazası sonucu 44 yaşında vefat ettiği 1969 yılına kadar 6 yıl devam ettirdi. Onun zamanında Konya’nın çehresi tamamen değişti. O günkü imar faaliyetlerini yakından takip eden Kamil Uğurlu şunları anlatır:

Konya’da yeni imar planının kabul edilip uygulamaya konulmasıyla şehirde, başka yerlerde şimdiye kadar görülmemiş erdemli bir hareket meydana geldi. Belediye meclisinin bütün üyeleri yeni imar planının yeni yerleşimler için yapılaşmaya açtığı yerlerden mesela ana yol güzergahlarından, ne kendileri, ne de yakınları için arsa, arazi almamaya yemin ettiler ve yeminlerini yerine getirdiler. O güne kadar görülmemiş bir hareketti.

Sistemin mimarı Nalçacı, sıfır toleransla uygulamaları yönetti, oturttu. Kendisinden sonra da sistem devam etti. Böylece bütün ülkeyi ayrık otu gibi saran “gecekondu” olgusu Konya’da gelişme imkanı bulamadı. Hatta şehir Kuzey yarı kürede “gecekondusu bulunmayan tek şehir merkezi” olarak ünlendi.

Ayrıca Belediye Başkanı Nalçacı’nı Konya’da, “saatçilik” yapan iki kardeşi vardı. Ağabeyleri şehre başkan seçilince, sessizce evlerini, eşyalarını toplayıp terk-i diyar ettiler, İstanbul’a taşındılar. Böylece, kardeşlerini her türlü söylentiden, yanlış zan ve kanaatlerden korumuş oldular. Bu hal bir Türk geleneğidir, geçmişte örneği çoktur.

AHMET HİLMİ NALÇACI
Nalçacı, İslam dinini bihakkın yaşayan bir evde büyümüştü. Babası Medrese eğitimi almış bir öğretmendi. Evde musiki toplantıları yapılırdı. Nalçacı ney öğrendi ve iyi bir neyzen oldu. Mevleviliğin kaynağı olan şehirde usta neyzenler vardı. Onlarla birlikte ney üfleyip, sohbetler yaptılar.

1963 seçimlerinde Adalet Partisi, Ahmet Hilmi Nalçacı’yı Konya Belediye Başkanı adayı olarak halkın takdirine sundu. Kaymakamlık yapmış, belediye başkan yardımcılığı yapmış, yani şehri ve belediyeyi bilen, henüz 38 yaşındaki bu adayı halk benimsedi ve onu, şehri yönetmek üzere seçti.

O günden sonra Konya’nın tarih akışı ve kaderi değişti. O güne kadar, meşhur Delibaşı isyanı sebebiyle Konya ciddi prestij kaybına uğramıştı ve bu sebeple hep ihmal edilmişti. (Kamil Uğurlu, Arif Ağa’nın Tuz Değirmeni, İst. 2021)

KARAMAN ÖRNEĞİ

Kenan Kaynaş anlatıyor: Babam Kemal Kaynaş 15 yıl Karaman Belediye Başkanlığı yaptı. Karaman’ın gelişmeye başladığı 1965 yılından sonra yeni imar planı yapıldı. Kırmahalle’nin üst tarafında eski harman yeri ve at yarışlarının yapıldığı alan imara açıldı. İmar plan çalışmaları tamamlanınca, babam bütün akrabalarımızı evimize çağırarak onlara şöyle seslenmişti: “Belediyenin satışa çıkarmış olduğu bu arsalardan herhangi birinizin aldığını duyarsam ayaklarınızı kırarım.” (Toprak Damlı Evlerin Çocukları-I, Anı Kültür yayıları, İst. 2020) Elbette günümüzde de benzer örnekler vardır. Hepten kötümser olmayalım. Haberi yapılanlar daha çok yanlış davrananlardır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.