Çağın hastalığı açgözlülük

Muhammed Esed (1900-1992) Yahudi kökenli bir mütefekkir ve İslam din bilginidir. Türkçeye çevrilmiş çeşitli eserleri arasında “Kur’an Mesajı” adlı meal-tefsiri önem taşır. Hem beğenilen hem de eleştirilen bir çalışmadır. Bu kitabın başında Muhammed Esed’in nasıl Müslüman olduğu anlatılır. Şöyle ki:

1926 sonbaharında bir gün Berlin metrosunda seyahat ederken gördüğü insan yüzlerinin istisnasız hepsinin derin ve gizli bir acıyla kasılı olduğunu görür. Gözlemini ve duyduğu sarsıntıyı yanındaki eşine söyler. Eşi de aynı görüştedir şaşkınlıkla cevap verir: “Sanki bir cehennem azabı çekiyorlar. Acaba kendileri bunun farkındalar mı?” der. Esed bu acıları ve ıstırapları insanların hakikatten uzak, inançsız ve sürekli refah peşinde olmalarına bağlar. Eve döndüklerinde masada açık kalmış Kur’an’ı görür. Kapatıp kaldırmak için uzandığında gözü Tekâsür suresine ilişir. Okuyunca birden kafasında bir ışık yanar: Tekasür suresin tam da o gün metroda yaşadıklarının bir yankısı olduğunu hisseder.

MADDE İHTİRASI

Esed surenin ilk ayeti olan “elhakümü’t-tekasür”ü “Bir açgözlülük saplantısı içindesiniz” diye tercüme eder. Bizim meallerimize genellikle “Mal mülk ve evlat çokluğu ile övünmek sizi oyalayıp durdu” şeklinde çeviri yapılmıştır.

Her iki çeviride de netice aynı kapıya çıkar. Bu da insanların gözü doymaz bir şekilde madde ve zenginlik peşinde olduğu gerçeğidir. Günümüzde vahşi kapitalizm ve global sermaye insanların bu zaafını alabildiğine sömürmektedir. Sonunda doyumsuz ve mutsuz bir insan tipi ortaya çıkmıştır.

Esed ayetin tefsir kısmında şunları söyler: “Tekasür” terimi, ‘çoğaltmak için ihtirasla çırpınma’, yani taşınır veya taşınmaz, gerçek veya hayalî kazançları arttırma ihtirası anlamına gelir. Bu terimin günümüzdeki tezahürü şöyledir: İnsan, daha çok konfor, daha fazla maddî servet istemekte ve insanlar veya tabiat üzerinde daha güçlü otorite peşindedir. Bunun için de sürekli teknolojik ilerleme için çırpınmaktadır Bu çabalar, başka her şeyi dışlayacak şekilde aşırı bir tutku ve ihtirasla sürdürülmektedir. Sonunda insan her türlü ruhî kavrayıştan, manevi ve ahlaki değerlerden mahrum kalıyor. Böylece sadece bireyler değil, bütün bir toplum iç tutarlılığını ve dengesini kaybedip, her türlü mutluluk şansını yavaş yavaş yitiriyor.

GÜNÜMÜZDE ZİRVE YAPTI

Muhammed Esed ayrıca şu açıklamaları yapar: Tamahkarlık, açgözlülük her devirde vardı. Ama tamah ve açgözlülük başka hiçbir çağda bugün olduğu kadar ciğer sökücü bir hırs halinde kendini açığa vurmamıştı. Adeta insanların boyunlarına binmiş bir ifrit gibi kamçısını tam yüreklerinin başına indiriyor. Onları uzaklardaki yalancı hedeflere doğru sürüklüyor.

Esed masasının üstündeki Mushaf’ın açık kalmış sayfasında Tekasür suresini okuyunca, kapıldığı bu duygu ve düşünceler sonucunda karısıyla birlikte İslamiyet’i kabul eder.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.