Adnan Menderes’in gözyaşları

Bugün Merhum Menderes’in idamıyla sonuçlanan 27 Mayıs ihtilalinin 62’inci yıldönümü. Kendisine rahmet dileyerek bir davranışını naklediyorum. Uzun yıllar Konya Mevlana Müzesi müdürlüğünden sonra müsteşarlık yapmış olan Mehmet Önder’in (1906-2004) “Yeşil Kubbenin Gölgesinde”adlı (Dönmez Yay. Ankara, 1995) kitabından, imlasına fazla dokunmadan aktarıyorum:

1956 yılı Ocak ayının 8’inci günü pazara rastlar. Konya’da soğuk, dondurucu bir kış ve her taraf bembeyaz kar.
Sabahın alaca karanlığında Mevlana Müzesi’nin meydana açılan dış kapısının zili kesik kesik çalar. Müze bekçisi İsmail Ağa, ‘Bu saatte dış kapının zilini kim çalabilir?’ diyerek kapının üzerindeki sürgülü küçük pencereyi açar. Dışarıdan yumuşak, nazik bir ses:
Bekçi efendi, sizi rahatsız ettim. Ben Adnan Menderes’im.
Müzenin avlusunda bir Fatiha okumak istiyorum.
Mümkünse avluya beni alır mısınız?”

Saf ve temiz yürekli Bekçi İsmail Ağa, sabahın bu saatinde (Ben Adnan Menderes’im!) diyerek Müzenin zilini çalan bu adamı, kapı üzerindeki el kadar pencereden şaşkın gözlerle süzer. Menderes’i birkaç kez Konya’da seçim meydanlarında yakından görmüştür. Bir gün önce de Konya’ya geldiğini bilmektedir. Dışarıda, paltosuna sımsıkı sarılmış adamın Menderes olduğunda şüphesi yoktur. Birkaç dakika beklemesini, hemen geleceğini söyler.

MÜZE MÜDÜRÜNE SORAR

Mevlana Müzesi Müdüriyet Lojmanı Mevlana Müzesi’nin avlusu içinde ve eski Çelebi Misafirhanesi’ndedir. Ve ben de misafirhanede kalmaktayım.
Sabahın bu erken saatinde lojmanın camekanlı kapısı vurulunca “nedir?” diye uykulu gözlerle pencereyi açtım. Bekçi İsmail Aga, telaşlı haliyle: “Müdür bey, Menderes kapıda. Avluya girip bir Fatiha okuyacağım diyor. Açayım mı?” “Menderes olduğundan emin misin?” “Tabii, dün de gördüm..” “-Yalnız mı?” “-Yanında bir adam daha var.” “-Aç! Ben de geliyorum..”

Konya Et Kombinası’nın açılışını yapmak üzere birkaç bakan ve Konya milletvekilleriyle birlikte Başbakan Adnan Menderes’in bir gün önce Konya’ya geldiğini biliyordum.
Rahmetli beni tanırdı. Hatta 20 Eylül 1954 günü Konya Şeker Fabrikası’nın açılışını yapmak üzere Dışişleri Bakanı, hocam Prof. Fuat Köprülü ve birkaç bakanla birlikte Konya’ya geldikleri zaman Mevlana Müzesi’nde birkaç saat meşgul olmuş, Prof.
Fuat Köprülü’nün yanında, Mevlana ve Müzesi hakkında bilgi vermenin benim için güç olmasına rağmen, her ikisi de izahatımdan pek memnum kalmışlardı. Başbakan’ın Konya’ya bu gelişinde hemen Karaman’a geçeceği söylendiği için müze ziyareti beklenmiyordu.
Konya’ya gelmişken Mevlana’ya bir Fatiha okumadan gitmeyebilirdi. Fakat bu ziyareti neden yalnız ve tek başına yapıyordu?

TÜRBE AÇILIR

Birkaç dakika içinde giyindim. Omuzuma paltomu alarak avluya geçtim. Menderes avluda, ellerini açmış dua ediyordu. Bir adım gerisinde biri daha vardı. Bekçi dış kapıyı sürgülemişti. Yanına yaklaştım. Duasını yarıda kesti.
Daha ben “Hoş geldiniz” demeden:
“-Mehmet Bey, sizi rahatsız etmişler. Bir Fatiha okuyup dönecektim..” “-Müze lojmanında kalıyorum beyefendi, rahatsız falan olmadım.
Çok sevindim. Müsaade ederseniz, Türbeyi açtırayım.
Mevlana’nın huzurunda ziyaretinizi yapınız.” “-Bir mahzuru olmasın.” “-Hayır, bir Müze Müdürü olarak Müzenin açılıp kapanmasından ben sorumluyum.
Siz de Başbakanımsınız.
Size açabilirim.”

Hemen bekçiye anahtarların getirttim. Mühürlenmiş kapıyı açtım. İçeriye buyur ettim.

KONYA YENİ UYANIYOR

Saat sabahın 6’sı. Konya yeni uyanıyor. Müzenin cümle kapısı önündeki meydanın bir köşesinde siyah bir araba.
Kimsenin Başbakanın bu saatlerde Mevlana Müzesinde olduğundan haberi yok.
Sonradan öğreniyorum ki, Başbakan geceyi geçirdiği Vali Konağında Konya Valisi Cemil Keleşoğlu’na: “- Şoförüme söyledim. Sabah şafakta bana gelecek. Konya’yı tek başına bir dolaşmak istiyorum.
Lütfen hiç kimseye, hele emniyete haber vermeyin. Siz de bulunmayacaksınız. Bunu rica ediyorum.” demiş ve şafakta gizlice Vali Konağına gelen arabasına binerek Mevlana Türbesine gitmesini emretmişti.
Yanındaki kişi şoförüydü.

Loş bir ışık altında Mevlana Türbesi, kalbe ürperti veren İlahi bir sessizlik içindeydi.
Menderes, Mevlana’nın sandukasını, Huzur-ı Pir denilen Gümüş Kafes ve Gümüş Eşiğin önünü gelmiş, ellerini kaldırmış dua ediyordu, Bir ara yanındaki şoföre işaret ederek dışarı çıkmasını söyledim.
Ziyaret sırasında fon müziği olarak verdiğimiz Ney Taksimi bandını sürdüm, hatiften gelen ney sesi Türbeye daha ilahi ve manevi bir hava veriyordu, Menderes tam bir teslimiyetle boynunu sağ omuzu üzerine düşürmüş, ellerini önünde bağlamış, gözleri kapalı dimdik ayakta duruyor, müziği dinliyordu, Beş dakika, on dakika kımıldamadan.

GÖZYAŞLARI

Beş altı adım gerisinde duruyordum. Bir ara elini cebine attığını gördüm, ağlıyor ve mendilini arıyordu. Koca başbakan, meydanların ünlü hatibi Başbakan Menderes’in yanaklarından yaşların süzüldüğünü gören belki de ilk defa ben oluyordum. Bu sırada arkadan bazı fısıltılar duydum.
Dönüp baktığımda bir de ne göreyim. Vali Cemil Bey de gelmiş. Valinin yanına geldim.
Sessizce “-Bırakalım, kendi haline.. Biz çıkalım” dedim.

Vali Cemil Keleşoğlu ile dışarı avluya çıktık. O anlatıyordu:
“Arabaya binip gitmişti ama bir polisle de gizlice takip ettirdim, Mevlana’ya geldiğini öğrenir öğrenmez de buraya geldim, Demek maksadı, kimsenin haberi olmadan Türbeyi ziyaret etmekmiş. Müzeyi açtığınıza memnun oldum. “-Ben de az sonra durumu size bildirecektim.” “-Bu ziyaretten basının haberi olmaz değil mi?” “-Olmayacaktır, tahmin ederim.”

Az sonra Başbakan ziyaretini tamamlamış, mütebessim, süzgün bir yüzle avluya çıkmıştı.
Valiye: “Vali Bey nasıl haber aldınız?” dedi, Vali:
“Biz biliriz Efendim” cevabını verdi. Menderes devam etti: “-Ruhumuzu yıkadık, hafifledik. Kalabalıkta ziyaret olmuyor. Berrin (Başbakanın eşi), Mevlana’yı yalnız ziyaret et, demişti.
Hikmeti varmış. Ben Eyüp Sultan’da da böyle huşu veren bir ziyaret yaptım.
Allah sevgililerinin yanında insan, kendisini Allah’a daha yakın hissediyor.”

Bunları Başbakan söylüyordu.
Sonra bana dönerek:
“-Şimdi az şekerli bir kahveni içerim” dedi.

Müdür odasında kahvesini yudumlarken Emniyet Müdürü, ardından, haberi alan Konya Milletvekilleri Müzeye gelmişlerdi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.