Adına layık olmalı

Bir evvelki yazımızda Gaziemir Belediyesi’nin yaptırdığı Seydi Baba parkından söz etmiştim.
Parkın adı Seydi Baba, köye adını verenlerden biri. Bu toprakların fethinde görev almış 14. yüzyıldan kalma bir gazi dervişin hatırasını yaşatıyor. 150 metre ilerideki kabrinin parka taşınması söz konusu idi. Buraya gelenler, onun ruhuna bir Fatiha okumak isterler, dua etmek ihtiyacı duyarlar ama parkın bu şekliyle o duyguların yaşanması imkansız, hiçbir manevi ögeye sahip değil.
Bizim Selçukluklardan bu yana zengin bir türbe mimarimiz var. Aynen taklit olmayabilir ama modernize edilerek o geleneği ve ruhaniyeti temsil eden bir planla, parkın bir köşesinde minyatür bir türbe yapılabilirdi.
Kendi köklerinden ve kültüründen kopuşun acı bir örneği olan bu proje gerçekten hüzün verici.
“Anadolu medeniyetleri” diye anlamsız bir sevdanın peşinde olan insanlar var. Kısaca amaçları memleketimizde Türk ve İslam öncesi dönemlere ait yapıları ve kültürü diriltmektir. Böylece kalsa iyi ama Türk devirlerini, kendi mimari eserlerimizi tamamen görmezden gelerek, bin yıllık birikimi atlayarak, gerilere demir atıp kalmak hüzün vericidir. Kendi kültüründen, tarihinden, medeniyetinden kopmanın acı bir örneğidir.
Gündem Otuzbeş sitesinden bir haber: Seydiköy Derneği mensupları Yunanistan’ın Selanik kentine bir gezi düzenler. Mübadelede Seydiköy’den göçen Yunanlılar onları çok dostane biçimde karşılayıp, ağırlarlar. Onlar için de kutsal bir kişilik olan Seydi Baba’nın adına yapılmış bir Şapel’i gezdirirler. Haber şöyle devam ediyor:
“1500 kilometre uzaklıkta Seydi Baba’nın adına bir kutsal mekan yapılıyorsa, burada da 150 metre uzaklıkta da bu proje yapılabilir. Amacımız Seydi Baba’nın adına yakışan, onu anabileceğimiz, isteyenlerin gidip dua edebilecekleri, böyle bir anıtsal mekanın kazanılması değil midir?”

KUTSALLIĞI EKSİK

Başta niyetler ne güzelmiş. Evet, “bir anıtsal mekan” yapılmış. Ama maalesef “Seydi Baba’nın adına yakışan, onu anabileceğimiz, isteyenlerin gidip dua edebilecekleri” bir mekan olmaktan çok uzak. Grek özentisi bir anıt.
Selanik’teki Seydiköy mübadili Rumlar onun adına bir şapel yaptırmışlar, kendi inanışlarına uygun bir iş yapmışlar. “Şapel” Hristiyanların tapınakları veya kutsal alanlarına verilen isimdir. Bizim kültürümüzdeki karşılığı mescit veya türbedir. Seydi Baba parkında ise böyle bir mekan yok. Kutsallık hiç yok.
Bu haliyle park için “Seydi Baba” ismini kullanmak düpedüz istismardır, iki yüzlülüktür. Çünkü anıtta o ismin çağrıştırdığı kültür ve anlam dünyasına ait hiçbir iz bulunmamaktadır. O dünya ile alakanız yoksa başka bir isim verirsiniz.
Ama geç kalınmış değildir. Alanın bir köşesine klasik tarzda veya modern çizgilere sahip bir Seydi Baba Türbesi hala yapılabilir. Park ancak o zaman bu isimle anılmaya hak kazanmış olur.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.