Ahmed Yesevi Üniversitesi

Kültür tarihimizde Ahmed Yesevi’nin (1093-1166) önemli yeri var. 11 ve 12. yüzyıllar, Müslümanlığın Türkler arasında yayılıp kökleşme devirleridir. Bilhassa göçebe halk arasında yeni dini tanımayan çok kimse vardı. İşte Ahmed Yesevi onlara hitap etmiş, bıkıp usanmadan hizmette bulunmuştur. Türkler arasında İslamiyeti ilk telkin edenler daha önce Arapça ve Farsça konuşanlardı. Bu dil farkı işi geciktiriyordu. Ahmed Yesevi Arapça ve Farsçayı iyi bilmesine rağmen, onların anlayacakları bir dille, Türkçe ile hitab etti. Onun için etkisi daha çabuk ve derin oldu.

Anadolu ve Balkanların İslamlaşması ve Türkleşmesinde Yesevi dervişlerinin önemli rolü oldu.

BİRKAÇ HATIRA

Ahmet Yesevi hakkındaki en ciddi araştırma Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar isimli kitaptır. Yazılmasında Yahya Kemal’in telkinlerinin de rolü vardır: Fuat Köprülü’ye demiştir ki: “Mesela şu Ahmed Yesevi nedir, kimdir? Bir araştırınız. Bakınız, bizim milliyetimizi asıl orada bulacaksınız.”

Nihal Atsız bir gün İstanbul Bayezit’te Samiha Ayverdi’ye rastlar ve şöyle der: “Samiha Hanım, Samiha Hanım, siz ne yaptığınızı biliyor musunuz? Siz Ahmet Yesevi’nin yaptığını yapıyorsunuz.”

Turgut Özal’ın Türkistan’ı ilk ziyareti sırasında halktan birisi kendisine şöyle sorar: “Türkiye’de kaç tane Kazak var?” Özal’ın verdiği cevap çok manalıdır: “Benimle birlikte 65 milyon!”

YESEVİ TÜRBESİ

Timur, bir gece Yesevi’yi rüyasında gördü. Ondan zafer müjdesi aldı. Gördüğü rüya doğru çıkınca, bu Türkistan piri’nin kabri üzerine muhteşem bir türbe yaptırdı. Denilebilir ki Yesi (Türkistan) şehri bugün bu abideden ibarettir.

Yesevi Türbesi altı yüzyılın tahribatıyla ve son asırlardaki ihmal edilmişlikle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyordu. Bütün Türk ve İslam aleminin ortak hazinesi ve kültür değeri olan bu külliyenin restorasyonunu, Kazakistan Devleti ile yapılan bir anlaşma sonucu Türkiye Cumhuriyeti üzerine aldı. Başka devletlerin de talip olduğu bu zorlu tamirat işini merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın girişimiyle bütün masraflarıyla birlikte bizim Devletimiz üstlendi ve 1993-2000 yılları arasında tamamladı. Tuğlasından çinisine kadar, çok titiz tahlillerle 600 yıl önce kullanılan malzemenin özellikleri tespit edilerek, orijinalinin aynısı yapıldı.

ORTAK ÜNİVERSİTE

“Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi”, Güney Kazakistan’da, eski adı Yesi olan Türkistan şehrinde 1993 yılında açıldı. Beşi Türkiye, beşi Kazakistan tarafından olmak üzere 10 kişilik bir mütevelli heyeti tarafından yönetilmektedir. Rektör Kazakistan’dan, Mütevelli Heyeti Başkanı Türkiye’den oluyor. Şu andaki Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız’dır.

1995 yılında 6 ay görev yaptığım bu Üniversitenin binaları da Türkiye tarafından yaptırıldı.

Yesevi Üniversitesi 25-26 Nisan 2018’de Ankara’da Uluslararası II. Ahmed Yesevi Sempozyumu düzenlemiş bulunmaktadır. Burada benim de bir tebliğim var. Konusu Ahmed Yesevi’de pratik ahlak.

Ahmed Yesevi her şeyden önce sufi kimliği ile dikkati çeker. Tasavvufun amacı ahlaklı ve olgun insan yetiştirmektir. Bu uzun bir süreçtir. Ahmed Yesevi bu tecrübeyi derinlemesine yaşamış ve sonuçlarını şiirlerinde ifade etmiştir.

Yesevi ahlak teorileri üzerinde durmaz. Zaten ahlakın asıl amacı nazariye değil, bilfiil yaşamaktır. Kendi özel deyimiyle “hal edinmek”tir. Hayata karışmayan, uygulama planına geçmeyen ahlak anlayışının pratikte bir değeri yoktur.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.