Balçova Cem Evi’nin özgün yapısı

İzmir Balçova’da Termal Tesislerinin karşı tarafında, yeni bir Cem Evi yapıldı. Özgün mimarisi ve toprak kırmızısı rengiyle dikkati çekmektedir. Yaz aylarında Balçova Alevi Bektaşi Derneği’nin, ilk defa bu binada yapılan Aşure toplantısına katılmıştım. Yapının mimarisi ilgimi çekti. Dernek Başkanı Coşkun Beğen’den mimarını sordum. Nevzat Sayın’mış. İnternete bakınca kendisinin meşhur bir mimar olduğunu gördüm.

Nevzat Sayın’a telefon ettim, çok nazik davrandı. 800 metrekarelik Cem Evi’nin mimari özelliğini, ne gibi düşüncelerden hareketle böyle bir eseri yaptığını sordum.
Yarım saate yakın konuştuk. Cem Evi’yle ilgili sözlerini şöyle özetleyebilirim:

KIRMIZI RENK VE DÖRT KAPI

Mimarımız şu mealde konuştu: Ben bütün mistik öğretilere meraklı biriyim.
Çeşitli inanışların mistik mekan anlayışları her zaman ilgimi çekmiştir.

Cem Evi aslında gelenekte olmayan bir yapıdır. Köylerde büyükçe bir evde cem töreni yapılır. Birçok cem evini gördüm, rölövesini çıkardım, resimlerini çektim. Şöyle düşündüm; içi böyle olan bir yerin dışı acaba nasıl olabilir?

Mesela camilerimizde dıştan bakınca içini aşağı yukarı tahmin edebiliriz.
Bunun için mimari bilgisine sahip olmak gerekmez. Yani camilerin dışı, içini ele verir. Veya bir katolik kilisesine dıştan bakınca içini kestirebilirsiniz. Mimar Sinan’ın doruğa çıkardığı tek mekanlı camilerde bu durum çok belirgindir.

Benim zihnimi açan çok direkli Selçuklu camileri oldu. Bunlara dışarıdan bakınca büyükçe bir ev görünümündedir.
Dışı taş duvar, çatıları ahşap, kiremitli. Eğer bilmiyorsanız içini tahmin edemezsiniz. Bana ilham Beyşehir’deki Eşrefoğlu Camisi’nde geldi.

Cem Evi’nde soruyu şöyle sordum:
İçi bu olan bir yapının okunaklı dışı nasıl olabilir? Balçova Cem Evi’ndeki dış cephenin rengi olan toprak kırmızısını, Kızılbaşlık’la ilgisi olsun ve görünür hale gelsin diye düşündüm.

Üstteki piramidal görüntü “dört kapı”yı temsil ediyor. Dört kapıdan bir kubbe oluşturabilir miyim dediğimde, kubbeye değil piramidal bir yükseltiye geldim.
Şamanizmle ilişkisi olsun düşüncesiyle yukarıdaki pencereyi yaptım. Bu pencere aynı zamanda bazen saatlerce süren cem törenlerinde doğal havalandırmayı sağlar.

KAPI VE EŞİK

Cem evleri, biraz bilinmezliği olduğu için kapalı mekanlar sayılır. O yüzden cadde duvarını tamamen kapalı yaptım, bir delik bile yok. İçeri girerken kapalı bir yere girdiğinizi sanırsınız ama birden sizi başka bir ortam karşılar: Ortadaki dairesel avlu ve açıklık, aslında semahın dönme hareketini hatırlatır. Bulunduğumuz coğrafyanın tipik ağaçları olarak zeytin ve selvi dikildi.
Ortadaki havuzda, “kalem fıskıye” denen incecik anlamlı bir fıskıye yer alır.

Cem evinde üç temel şey var: Birlikte yemek yemek, bilgilenmek ve ibadet.
Meydan evi, kütüphane ve aş evi bunlar için. Meydan evi apayrı özelliğe sahip.
Alevilikte kapı ve eşik çok önemlidir, onun için meydan evinin kırmızı aşı boyalı kapısı eşikli bir kapıdır.

Nevzat Bey sözlerini, meydan evinin penceresi yok, gizlilikten mülhem olarak böyle tasarladım, diye bitirdi. Kendisine teşekkür ediyorum.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.