Dede Efendi’nin çilesi

İzmir Tasavvuf Araştırmaları Derneği’nin aylık musikili sohbetleri devam ediyor. Bu defaki konu İsmail Dede Efendi. Bu akşamki programda önce Dede Efendi hakkında zevkli bir sohbet dinleyeceğiz. Ardından Dede Efendi bestelerinden bir demet sunulacak.

Sohbeti sunacak olan Nihat Demirkol’u ben önce Milliyet’teki, daha sonra Hürriyet Ege’deki köşe yazılarından tanırım. Renkli ve güzel bir yazı üslubu vardır. Buı yazımın hazırlığı sırasında öğrendim; meğer Nihat Demirkol alaturka tutkunu bir piyanist, Türk musikisini iyi bilen, ayrıca eğlenceli kitapları olan bir yazarmış.

Benim için önem taşıyan bir yönü ise İzmir Mevlevihanesi’ne olan ilgisi ve bu konudaki köşe yazılarıdır.

MEVLEVİHANE’DE YETİŞTİ

Hammamizade İsmail Dede Efendi (1778-1846) Türk Musikisinin dahi bestekarlarından ve icracılarından biridir. Yenikapı Mevlevihanesi’nde yetişti. Orada Ali Nutki Dede’nin gözetiminde çileye girdi. Bu sırada babası vefat etti. İsmail onun işlettiği hamamı satmak durumunda kaldı.

Mevlevilikte çile bin bir gün sürer. Bu sırada bir yandan manevi eğitim verilir diğer yandan özel olarak musiki dersleri. Çile dönemi çok disiplinli geçer, dışarıya sadece gündüzleri çıkılabilir ve iş bitince hemen dönülür. İsmail yeteneklidir, en zor, en çetrefilli makamları öğreniyor. Dede’nin o sıralarda bestelediği buselik makamındaki şarkı büyük alaka görüyor: “Zülfündedir benim baht-ı siyahım.”

Devrin padişahı III. Selim musikişinastır, bu şarkıyı duyunca çok beğeniyor. Derviş İsmail’in saraya getirilmesini emrediyor. Bunun için dergaha gelen görevliye Ali Nutkî Dede, “Padişahımızın emri baş üstüne,” diyor. “Fakat çilesi henüz bitmedi. Akşamdan önce mutlaka dergâha dönmesi gerekir.”

BİR KESE ALTIN

Dede, Topkapı Sarayı’na geliyor. III. Selim hayli iltifat ettikten sonra şarkıyı okumasını istiyor. Dede okuyor. Padişah çok etkileniyor. Hüzünle, bir daha okumasını diliyor. Dede tekrar okuyor. Sonunda Padişah teşekkür ediyor, hayli hediye ve bağışta bulunuyor ve akşam olmadan dergâha yetişebilmesi için gönderiyor.

Dede, arabacıdan, annesinin evine uğramasını rica ediyor. Aceleyle inip kapıyı çalıyor. Annesi sevinçten deliye dönüyor. “Anneciğim,” diyor, “Hamamı satıp tekkede dervişlere yedirdin diyerek bana kızıyordun. Bak Sultanım bana bağışta bulundu. Kaç hamam parası var burada görüyor musun? Hepsi senin.” Böylece kendini affettirdikten sonra dergâhın yolunu tutuyor. Çilesini tamamlıyor. Dede oluyor. Birbirinden güzel eserler besteliyor.

*

Bu akşamki programın devamında İZTAD Musiki Topluluğu’nun sazları eşliğinde, Dede Efendi bestelerinden parçalar icra edilecektir. Solist, İzmir Devlet Türk Müziği Korosu’nun değerli sanatçısı Hakkı Demirok’tur..

Yer ve tarih: Sabancı Kültür Sarayı, 25 Nisan Perşembe (bugün), saat: 20.00

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.