GÜÇLENDİĞİMİZ İÇİN SALDIRIYORLAR

27 Ocak Cuma günü camilerde, İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılması dolayısıyla bir hutbe okundu. Bu hareket kınandıktan sonra verilecek cevap şöyle özetlendi: Kur’an’ı okumak, anlamak, yaşamak ve yaşatmak için daha fazla çalışmalıyız. Onun hayat veren ilkelerini, hak ve adalet anlayışını, sevgi ve barış yüklü mesajlarını bütün insanlığa hikmetli bir dil ve güzel bir üslupla ulaştırmak için daha çok gayret göstermeliyiz.

Bizim kültürümüzde insanlar birbirinin organları gibidir. Kur’an’a göre insanlar bir erkekle bir dişiden yaratılmış, birbirleriyle tanışmak üzere boylara ve milletlere ayrılmıştır (Hucurat, 49/13).

İnsanın yapısı ikili bir özelliğe sahiptir, iyiye de kötüye de eğilimi vardır.
Çok defa ihtiraslar, kibirler, gururlar, bencillikler insanı esir alır. Şişkin egoya sahip kimseler hakkı hakikati unutur.
Bu durum toplumsal hale de gelebilir böylece milletlerin karakteri oluşur. Bireyler arasındaki yarış gibi, toplumlar ve devletler arasında da kötülük yarışı görülür.
Tanışıp görüşme yerine “öteki”ni boğazlamaktan zevk alanlar çıkar.

İstisnalar her yerde bulunur, kötülüğü genellemek doğru değildir. Gayrı müslimler içinde tek tek güzel insanlar her zaman vardır. Dininden dolayı kimseyi küçük görmeyiz.

İSTİLA DEĞİL FETİH

Biz Asya’dan kopup geldik, İslamla şereflendik. İlay-ı kelimetullah uğruna fetihlere çıktık. Fetih basit bir istila hareketi değildir, insani ve medenidir. Bu ölçüyle Avrupa ortalarına kadar gittik.
Balkanlarda 500 yıl kaldık, insanca bir düzen kurduk. İnançlara ve kültürlere dokunmadık. Dinimiz böyle emrettiği için bunu yaptık. Oralardan çekilince her toplum varlığını devam ettirdi.

Hristiyan dünyası, İstanbul’u almamızı, Viyana’ya kadar gitmemizi hiçbir zaman affetmedi. Haçlı seferleri düzenledi.
Haçlı zihniyeti hala devam ediyor.
Kur’an-ı Kerim yakmak ve Türkiye’yi bir kaşık suda boğmak için Batı Hristiyan dünyasının elbirliği yapma sebebi budur. (Küfür tek millettir.)

Üç yüz yıl Cezayir’i yönettik, dilimizi öğretmek için zorlamadık. Fransa 90 yıl orada kaldı, halen ülkede Fransızca ve Fransız kültürü hakim durumda. Endülüs Emevileri yıkılınca İspanya’da tek bir Müslüman ve Yahudi bırakılmadı.

Bu neden böyledir? Müslümanlar, başkalarıyla ilişkilerinde daha medeni ve daha insani davranırlar. Çünkü dinleri böyle emreder. Bizim asırlarca Anadolu, Orta Doğu ve Balkanlarda gayrı müslimlerle dostça ve beraber yaşama tecrübemiz vardır.

SALDIRILARIN SEBEBİ KORKMALARI

Kutsal kitabımıza saygısızlık bizi elbette üzer. Ama bize düşen vakarımızı korumak, onların seviyesine düşmemektir.
Ayrıca Kur’an’ın özünü iyi öğrenmek, iyi tanımak ve ona göre yaşamaktır.

Türkiye olarak maddi kalkınma alanında iyi bir noktadayız. Dünyadaki ağırlığımız her geçen gün artıyor. Küfür dünyasının hep birlikte bize cephe almasının asıl sebebi budur. Bu maddi kalkınmayı kültürel ve manevi alanda da başardığımız gün, önümüzde kimse duramayacaktır. Bunun yolu Kur’an ahlakıyla ahlaklanmaktır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.