Ankara’nın temel taşlarından başlıcası Hacı Bayram Veli’dir. Osmanlı’nın kökleşme ve yükselişinde olduğu gibi, Cumhuriyet’in kuruluşunda da onun milletimizi mayaladığını görürüz.
1920’lerdeki yeni oluşum sırasında, Mustafa Kemal’in tensibiyle, 23 Nisan Cuma günü Hacı Bayram Camii’nde hatim ve mevlit okundu. Cuma namazı sonrası, Ulus’taki tarihi binaya gidildi, dualarla TBM Meclisi’nin açılışı yapıldı. Böylece bin yıllık irfan ve maneviyatımız yeni devletin harcına konmuş oldu. Eskiden olduğu gibi Hacı Bayram, o zaman ve şimdi de Ankara’nın manevi atmosferinin merkezi olma özelliğini devam ettirmektedir.
BESTE YAPMAK
1960 sonlarında biri mimar ikisi mühendis 3 genç, Ankara Kızılay’da bir büro açtılar: MİM. Bunlar bir yandan mesleklerini icra ederken, öte yandan kültürle uğraşan idealist, inanmış ve kültürlü insanlardı. Bulundukları şehrin manevi sahibi Hacı Bayram Veli adına bir musiki gecesi düzenlemek istediler. Bir de gördüler ki Hacı Bayram temalı bir tek beste var: “N’oldu bu gönlüm n’oldu bu gönlüm.”
Gençlerden ikisinin musiki ile ünsiyeti vardır; mimar Özcan Ergiydiren, Hacı Bayram’a ait olan “Çalabım bir şar yaratmış iki cihan arasında” diye başlayan şiirini Mahur makamında besteledi.
Bunu notaya alıveren arkadaşı mimar Yusuf Ömürlü, Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne devam etmiştir, daha sonra kendini tamamen musikiye verir ve ‘Yusuf Hoca’ olur. ‘Musikiye Adanmış Bir Ömür’ adlı kitap onun bu yönünü anlatır (Nefes yayını). İşte bu Yusuf Hoca’ya da Hacı Bayram Veli’nin en has öğrencisi Akşemseddin’in “Aşık oldum sana candan/ Hacı Bayram, pirim sultan” diye başlayan şiirini besteleme görevi düşer.
HİMMET
Yusuf Ömürlü mükemmeliyetçi bir kimsedir, her eseri kolay beğenmez. Bestesinin de öyle olmasını ister. Fakat günler, haftalar geçer bir türlü besteyi yapamaz.
Onun bu sıkıntısını fark eden arkadaşı Özcan Ergiydiren bir gün şöyle der: “Yusufçuğum, sen Hacı Bayram Veli Hazretleri’ne vararak müsaade alıp bir himmet talep etsene!” Yusuf, Hacı Bayram Türbesi’ne gider. Niyazda bulunur ve bu konuda himmet talep eder. Aylarca bitmeyen beste de Ulus’tan Kızılay’a yürüyene kadar zihninde tamamlanır.
Böylece Acem Kürdi makamındaki harikulade beste ortaya çıkar ve dini musiki programlarının vazgeçilmez bir eseri olarak literatürde yerini alır. Burada ‘himmet’ ermiş kimsenin manevi desteği anlamına gelir.
Bu şiirin birkaç kıt’ası şöyledir:
“Aşık oldum sana candan/ Hacı Bayram, pirim sultan/ Gönül himmet umar senden/
Hacı Bayram, pirim sultan.
Irak mıdır yollarınız/ Taze midir gülleriniz/ Hub söyler bülbülleriniz/ Hacı Bayram, pirim sultan.
Sensin Allah’ın velisi/ İki cihanın dolusu/ Evliyaların ulusu/ Hacı Bayram, pirim sultan.
Akşemseddin der varılır/ Azim tevhidler sürülür/ Yılda bir çağı bulunur/ Hacı Bayram, pirim sultan.”
Bir yanıt bırakın