İzmir’in yeni müftüsü

İzmir’in yeni müftüsü Recep Şükrü Balkan‘ı makamında ziyaret ettim. Diyor ki:

“İzmir’i henüz yeterince tanıma fırsatım olmadı. İlk izlenimlerim iyi. Burada güzel bir atmosfer var. Ciddi anlamda dindar kimseler ve sağlam bir doku mevcut. Çok güzel hizmetler yapacağımı ümit ediyorum.”

Balkan’ın tahsil durumu ve yaptığı görevler şöyle: İstanbul Beykoz Göksu Kur’an Kursunda hafızlığını tamamladı. Üsküdar İmam Hatip Lisesi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesive Diyanetin İstanbul Haseki Eğitim Merkezi’nde öğrenim gördü.

Hisarcık, Karapürçek, Hendek, Gebze ilçe Müftülüklerinden sonra, 2013 yılında Sivas İl Müftülüğüne atanan Balkan, Mayıs 2018’de İzmir İl Müftülüğüne başladı.

GENÇ MÜFTÜ

1968 doğumlu ola Balkan henüz 50 yaşında. Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olan İzmir için genç bir müftü sayılır. Bu görev kendisine de sürpriz olmuş. 5 yıllık Sivas müftülüğü sırasında özellikle sosyal konularda çok başarılı hizmetler vermiş. “Ben boş durmayan bir kimseyim, elimden geldiğince bir şeyler üretmeye çalışırım” diyor. Diyanet üst yönetiminin yakından tanıdığı bu hizmetleri ve başarısı, onun İzmir’e atanmasında etkili olmuş görünüyor.

RİTİMZEN

Recep Şükrü Balkan’ı ilk olarak Mehmet Kemiksiz‘in TRT Müzik’teki “Bestehan” programında konuk olarak görmüştüm. Kendisine “hoş geldiniz” ziyaretim sırasında musiki ilgisi üzerinde konuştuk. Anlattı:

“Musiki konusunda İlhan Tok hocamızdan etkilendim. O ve Yusuf Gebzeli Üsküdar Din Görevlileri Derneği’nde meşk ederdi. Daha küçükken baba dostu olan onları izlerdim. İyi bir musiki kulağım var. İlhan Tok bir koro ekibi kurdu. Mehmet Kemiksiz, Hasan Duran, ben ve başkaları vardı. Musiki çalışmaları yaptık, belli bir seviyeye geldik. Kandillerde, televizyonlarda bu ekip program yaptı.

Ben ritim üzerinde durdum. Kudüm, bendir, daire vurabiliyorum. Ekibin ritimzeni idim. Profesyonel olarak değil ama belli usulleri vurmayı başardım. İlahiyat Fakültesi öğrenciliğim sırasında çeşitli musiki programlarında ritimzenlik yaptım.

MUSİKİ ANLAYIŞI

Müftü Bey’in musiki anlayışı şöyle: Musiki, nereden baktığınıza, onu hayatınıza nasıl yansıttığınıza göre anlam kazanır. Meşhur söz: “Musiki aşığın aşkını, fasığın fıskını artırır.” Bu cümleyi ilk duyduğunda çok hoşuna gitmiş.

Hocamız, “Ben musikiyi çok severim” diyor. Ona göre musiki bazen insanın ruhuna, gönlüne öyle işler ki, insanı ağlatır. Şöyle devam etti:

“Sivas’ta 5 yıl kaldım, her gittiğim yerde musiki ekipleri kurdum. Bu alanın ustalarının ders vermelerini sağladım. Mesela Marmara İlahiyat Hocalarından Prof. Ahmet Hakkı Türabi’nin, Mehmet Kemiksiz’in desteğini aldım. Zaman zaman gelip korolarımzı çalıştırdılar. Birçok program yaptık. Güzel ezan okuma kursları zaten Başkanlığın faaliyetleri arasında var. Ona ayrıca önem verdim.”

*

Yeni müftümüzün madde bağımlılarını kurtarma, boşanmaları önleme, hapishanedeki küçük çocukları eğitme konularında çok başarılı hizmetleri olmuş. İzmir’de de devam ettirecek. Bu konuyu ayrıca ele alacağım. Kendisine başarılar dilerim.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.