Karagöz musikisi

İzmir Eski Havagazı Fabrikası’nın kültür mekanlarına dönüştürüldüğünü geçen hafta yazmıştım. Oradaki Çim Konserleri devam ediyor. Bunlardan Karagöz Musikisi konserini dinledim.
Erken gitmiştim, yanımdaki ailenin 5-6 yaşındaki sevimli kızları heyecanla programın başlamasını bekliyor. Karagöz’ü sevdiğini söyledi. “Karagöz’ü mü Hacıvat’ı mı, hangisini çok seviyorsun?” dedim. İkisini de seviyormuş.
Programı İzmir Devlet Korosu’nun değerli sanatkarı Bora Uymaz hazırlamış. Önce Türkan Uymaz, kısa ve özlü bir takdim konuşması yaptı. Karagöz oyunun musikimizle iç içe olduğunu ve tasavvuf inanışını yansıttığını dile getirdi.
Perdeye Hacivat’la Karagöz yansıdı. Karagöz Ramazan davulcusu oldu. Davulunu çalarken eski toplumumuzdan çeşitli tipler sırayla yanına geldiler. Bunlar Çelebi, Nigar, Laz, Tuzsuz Deli Bekir, Yahudi, Arap Bacı ve Beberuhi tipleriydi. Her birine birer mani söyledi ve bahşişini aldı. Çocuklar için çok eğlenceliydi.
Büyüklere hitap eden yönü ise musiki oldu. Her tipe uygun parçalar seçilmiş. Bora Uymaz çoğu az bilinen eserleri bulup getirmiş. Ben daha çok perde gazeli bekliyordum, tek gazelle yetindi. Kendisi, gazelleri elhak güzel okur. Karagöz’ün musiki tarafı önemlidir. Türk musikisi ve halk musikimizin ekseriya neşeli ve hareketli şarkıları ve türküleri başarıyla icra edildi.

CANLI PERFORMANS
Benim için sürpriz sonundaydı, Karagöz görüntülerinin banttan verildiğini sanıyordum. Öyle değilmiş. Oyun bitince, perdenin arkasındaki Karagöz’cü sahneye çıktı. Oyunlar tamamen canlı imiş. Ustası da Ayhan Leylek. Bu alanda İzmir’in en iyilerinden biri. Karagöz gibi zor bir geleneksel sanatımızı bu kadar iyi bilen ve uygulayanların bulunduğunu görünce sevindim.
Karagöz saf ve temiz ruhludur. Olayların gülünç taraflarını ustalıkla yakalar. Zeki fakat okumamış, yani alim değildir fakat irfan sahibi Türk halkını temsil eder. Bize yabancı ve yapmacık olan şeyleri alaya alır. Dilde, ahlakta, davranışlarda hep iyiden ve güzelden hoşlanır.
Hacivat, az çok tahsil görmüş, medrese terimlerini öğrenmiştir. Dildeki tumturaklı kelimelerden hoşlanır, maddeci ve çıkarcı bir karakter görünümündedir. Bu sebeple Karagöz’le anlaşamaz, didişir durur.

TASAVVUF İNANIŞI

Karagöz bir gölge oyunudur. Gölge tasavvuf inanışında bir ifade aracıdır. Tek gerçek varlık Allah’tır. Kainatta bizim gördüklerimizin tamamı Allah’ın isim ve sıfatlarının birer tecellisidir. Bu geçici varlıklar tıpkı Karagöz perdesine akseden hayaller gibi, Gerçek Hakikat’in gölgeleridir.
Tasavvuf düşüncesinde bir “Gölge alem” anlayışı vardır. Bu gölgeler Hakiki Varlık’ın yansımalarıdır. Esas varlık O’dur. İşte Karagöz ustaları bu anlayışı eğlenceli ve mükemmel bir sanat gösterisi olarak ortaya koyarlar. Böylece yüksek seviyede bir irfan, sanatla ifade bulur. Ondan farklı seviyedeki insanlar, anlayışları ölçüsünde ders alırlar.
(Devamı pazartesiye)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.