Kültürde yozlaşma

Türkiye’de elle tutulur, gözle görülür bir maddi kalkınma var. Otoyollar, tüneller, tüp geçitler, köprüler göğsümüzü kabartıyor. Memleketi bir ağ gibi saran bölünmüş yollar rahat bir seyahat imkanı sağlıyor.
Trafiğe katılan yeni araç sayısı her geçen gün artıyor. Uzun bayram tatillerinde pek çok sıkıntıya rağmen herkes yolara düşüyor.
Anarşiye, teröre, bir yığın sığınmacıya rağmen ülkemiz bugün dünden daha iyidir. Ne yazık ki aynı şeyi kültür ve fikir hayatı için söylemek mümkün değildir.
Bu iktidar döneminde Ulaştırma ve Sağlık Bakanlığı iyi işler yaptıysa, bunu biraz da istikrara borçludur. Bakanları uzun süre iş başında kalmıştır.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ise en çok bakan değiştiren kurumlardır. Bu durumda kalıcı ve etkili bir icraat beklemek boşunadır.

TRT’YE DÜŞEN

TRT’nin Ramazan Sevinci programı bu yıl geçmiş senelerdeki seviyesini yakalayamadı.
İlk günlerdeki dini musiki adına yapılan yayınlar çok seviyesizdi.
Musiki, kültürün en belirleyici ögelerinden biridir. Tarihte milletimizin kültür, sanat ve medeniyet bakımından ulaştığı en üst nokta, Osmanlı asırlarında gerçekleşti.
Bundan dini musiki de payını aldı. Zamanla ‘İstanbul Tavrı’ diye bilinen bir Kur’an ve ezan okuyuşu ortaya çıktı. Bu tavır, rahat, dinlendirici ve bizim zevkimize uygun bir üsluptur.
Son zamanlarda bu üslup terk edildi.
Arap ve Kahire ağzına özenme ve onları taklit başladı. Her taş yerinde ağırdır. Kendi tarzımızı ve üslubumuzu devam ettirmek ve geliştirmek varken, niçin özentiye kapılıyoruz?
Farklı okuyuş üslupları Kur’an kültürü için bir zenginliktir. İstanbul ağzının unutulması ve tek tipleşme bu alanda bir fakirliğe yol açar.
TRT radyo ve televizyonlarının bu konuda duyarlı olmasını beklemek hakkımızdır.

DUYGU BİRLİĞİ

Meşhur bir vaiz kalkıp Enderun Usulü teravihe, dini musiki verimlerine, mevlide karşı çıkıyor. Alaycı bir dille bunları değersizleştirmek istiyor.
Ve bu şahıs, iktidarın yerel temsilcileri tarafından himaye görüyor.
Hem ‘Osmanlı’ vurgusu yapıp, hem de Osmanlı’nın dini musiki alanında geldiği en güzel noktaya karşı olmak ne yaman çelişkidir!
Yahya Kemal ne kadar haklıymış:
“Çok insan anlayamaz eski musıkimizden/ Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden” Bizi birleştiren, duygu beraberliğimizi pekiştiren unsurların başında topluca söylenen tekbirler ve salat-ı ümmiyelerdir.
Dinde duygunun yeri önemlidir ve bu tür musiki eserleri duyguları besler.
Tıpkı, bir bayram sabahını anlatan şairin dediği gibi:
“Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını/ Görüyor varlığının bir yere toplandığını/ Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes/ Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses.” Elimizdeki hazinenin kıymetini bilmeli ve korumalıyız.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.