Kütahya 1074’te Türklerin eline geçti. Anadolu beyliklerinin en güçlülerinden bir olan Germiyanlılara başkentlik etti. Ogünlerden kalma birçok tarihi hatıraya sahiptir. 1429’dan sonra Osmanlı’ya bağlandı, 1451’de Anadolu Eyaleti’nin merkezi oldu.
Bütün bunlar imar, ilim, kültür ve sanatın gelişmesini sağladı. Kütahya’da birçok şair ve sanatkar yetişti. Bu çizgi günümüzde de devam etmektedir. Bugün 94 yaşında olan ressam ve neyzen Ahmet Yakuboğlu, sadece Kütahya’nın değil, bütün Türkiye’nin değerli bir sanat adamıdır.
Kütahya’da kökleri çok eskiye dayanan çini sanatı ve seramik imalatı tekrar canlandı. Musiki ilgisi ve çalışmaları da halen iyi seviyededir.
Üniversite
Bu şehirdeki Dumlupınar Üniversitesi, 50 bine yakın öğrencisiyle büyük bir kurumdur. Üniversite ismini, il merkezinin 80 km. güneyindeki Dumlupınar’dan almaktadır. Burası da tarihi bir mekandır. Dumlupınar “soğuk pınar” anlamına gelir.
Dumlupınar Şehitliği eski ve yeni pek çok tarihi şahsiyetin mekanıdır. Selçuklu akıncı beylerinden Cafer Gazi, Bizans üzerine yapığı akınlar sırasında şehit düştü, kabri şehitliktedir.
Dumlupınar’ın asıl önemi, İstiklal Savaşımızın dönüm noktasına sahne olmasından kaynaklanır. Kurtuluş Savaşında Afyon-Dumlupınar Muharebeleri bu topraklarda cereyan etti. Dumlupınar Meydan Muharebesi bu bölgede yapıldı.
Mustafa Kemal Paşa bizzat yönettiği için bu savaşa Başkomutanlık Meydan Muharebesi de denir. Bu savaş 30 Ağustos 1922’de Yunan ordusu karşısında galibiyetimizle sonuçlandı ve İstiklal Savaşı Türk’ün kesin zaferiyle nihayetlendi.
Değerleri tanımak
İşte Dumlupınar Üniversitesi adını böyle şanlı bir zaferin yaşandığı bölgeden almaktadır. Üniversitenin merkez kampüsü 7 bin 5 yüz dönümlük geniş bir alan üzerinde kuruludur. Hizmet binaları, şehrin tarihi kimliğine yakışır bir mimariye sahiptir. Selçuklu-Osmanlı karışımı bir mimari üslubu denenmiş, zevkli ve başarılı bir görünüm ortaya çıkmıştır.
Dumlupınar Ü. Kütahya’nın tarih ve kültür değerlerine sahip çıkmaktadır. Henüz 2 yıllık bir geçmişi olan İlahiyat Fakültesi, bu konuda ciddi hamlelere ön ayak olmaktadır. 23-25 Ekim tarihlerindeki Kütahya’nın ilk Mevlevi şeyhlerinden “Ergun Çelebi ve Kütahya Mevleviliği” adlı bir sempozyum bunun bir örneğidir. Kütahya, Mevleviliğin 3. merkezidir. Dekan Prof. Bilal Kemikli “Şehir Değerlerini Tanıyor” sloganıyla işe başlamış, başarılı bir sempozyum gerçekleştirmiştir.
Anadolu’nun birçok şehrinde Üniversite, Vilayet, Belediye ve ildeki çeşitli kuruluşlar uyum içinde güzel kültürel faaliyetler düzenlemektedir. Bu beraberlikten doğan kuvvet ve sinerji başarıyı sağlıyor. Türkiye’nin, Türk insanının gücünü ve becerisini gösteren bu gibi örnekler göğsümüzü kabartmaktadır.
Bir yanıt bırakın