Son mevlevi şeyhlerinden Abdülhalim Çelebi

1925 Kasım’ında Türkiye hudutları içindeki bütün tekkeler kapatıldı. O sıradaki tekke şeyhleri derinden etkilendi. Bu insanlar asırlardan beri var olan bir geleneğin merkezinde idiler. Onların toplumda bir itibarları vardı; bu bir anda sıfıra indi. Bazıları geçim sıkıntısına düştü. Amacım olup bitenler için lanet okumak değil, bir durum tespitinden ibarettir.
Konya Mevlevi Asitanesi’nin son postnişini Abdülhalim Çelebi’nin (1874-1925) hayatı dramatik bir şekilde son buldu. Abdülhalim Çelebi 1907-1925 yılları arasında üç defa Konya Mevlevihanesi şeyhi oldu. Başlangıçta Cumhuriyet rejimi ile arası çok iyiydi. Türk kurtuluş savaşına maddi manevi katkıda bulundu. Milli savaş harekatını bütün varlığıyla destekledi.

BAŞKAN VEKİLİ
23 Nisan 1920 günü açılan I. TBMM’ne Abdülhalim Çelebi Konya meb’usu olarak katıldı. Aynı gün meclis başkanlığı için yapılan seçimde Mustafa Kemal Paşa 120 oyun 110’unu aldı ve başkan oldu. Abdülhalim Çelebi ise 94 oy alarak birinci reis vekilliğine getirildi. Vatani hizmetleri dolayısıyla kendisine İstiklal Madalyası verildi. Abdülhalim Çelebi, Mustafa Kemal’le iyi ilişkiler içindeydi. Paşa 20 Mart 1923’te Konya’ya geldi. İstasyonda onu karşılayanlar arasında Abdülhalim Çelebi ve Mevlevi dervişleri de vardı. Atatürk, 22 Mart günü Mevlana Dergahı’nı ziyaret etti, dervişler ve dedelerle birlikte yemek yedi. İcra edilen sema ayinini vecd ve hayranlıkla seyretti.
Abdülhalim Çelebi’ye 1924’te açılan ikinci mecliste yer verilmedi. Çelebi hilafetin kaldırılması ve şapka kanunu karşısında olumlu tavır sergiledi. Gazi’nin bizzat hediye ettiği şapkayı: “Aman Gazim, lütfettiniz. Sizin hediyenizi başıma tac ederim” diyerek giydi.

TEKKELER KAPANINCA

Sonunda Abdülhalim Çelebi ile M. Kemal’in yolları ayrıldı. Çünkü tekkeler kapatıldı. Tekkelerin kapanacağı haberi duyulunca telaşa kapılan Çelebi Ankara’ya gitti, Gazi ile de görüştü, fakat bu temasları bir fayda vermedi. 1925’te çıkan kanunla hiçbir istisna yapılmadan bütün tekkeler kapatıldı.
Bunun üzerine Abdülhalim Çelebi Konya’dan ayrılıp İstanbul’a gitti. Burada Tepebaşı Bristol Oteli’ne yerleşti. Kaldığı otelin balkonundan düşerek komaya girdi ve öldü.
49 yaşında vefat eden Abdülhalim Çelebi’nin ölümüyle ilgili birtakım spekülasyonlar vardır. Ailesi ve yakın çevresinin kanaati şöyle: Konya’dan ayrılırken Çelebi’nin yanında içi muhtemelen altın dolu bir torba/çanta vardır. Her nasılsa durumu bilen bir hırsız çıkar, otelde Çelebi hırsızla boğuşurken balkondan düşer, hırsız ve torba kayıplara karışır.
Bazılarına göre ise tekkelerin kapatılması ve bunun doğurduğu sonuçlar, Abdülhalim Çelebi’yi çok üzdü, sakal ve bıyıklarını kesti, hatta şuuru bozuldu. Otelin penceresinden kendini attı.
Genç denecek yaşta ölen Abdülhalim Çelebi kibar, zarif, bilgin ve edipti. Ney, keman ve kudüm çalmasını bilirdi. Arapça ve Farsça’yı iyi bilirdi. Fransızca’ya hakim, Rumcaya aşina idi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.