Türk Ordusu İslam’ın son ordusu

İstiklal Savaşımız destansı bir hadisedir. Dört bir taraftan yedi düvelin istila etmeye kalkıştığı aziz Anadolu toprakları, adım adım temizlenmiş, nihayet 9 Eylül’de son nokta konmuştur.
Cephede askerlerimiz canla başla savaşırken, fikir ve sanat adamlarımız, yazıları ve şiirleriyle Kurtuluş Savaşı’nı desteklediler.

YAHYA KEMAL’İN DÖRTLÜĞÜ
Bunlardan biri de Yahya Kemal’dir (1884-1958). Savaşın en ateşli zamanlarında 1921- 1922 yıllarında, devrin İstanbul gazetelerinde, bazen her gün bir makale yazdı. Ordumuza, insanımıza moral verdi, Mustafa Kemal’i candan destekledi. Onun bütün bu yazıları Eğil Dağlar isimli kitapta bir araya toplandı (İstanbul Fetih Cemiyeti yayını).
Kitap adını “Eğil dağlar eğil üstünden aşam/ Yeni de talim çıkmış nasıl alışam” sözleriyle başlayan asker türküsünden almaktadır.
Yahya Kemal’in İstiklal Savaşımızla ilgili çok meşhur bir dörtlüğü vardır. Candandır, samimidir, içten gelen bir duadır. O günkü milletimizin duygularına tercüman olmaktadır. “26 Ağustos 1922” başlıklı dörtlük şöyledir:
“Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yarabbi!/ Senin uğrunda ölen ordu budur Yarabbi!/ Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın/ Galib et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın!”

MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
Evet, Türk ordusu aynı zamanda o günkü İslam dünyasının ordusuydu. Mustafa Kemal 1921’de bütün İslam ülkelerine hitap eden bir beyanname kaleme aldı.
“İslam’ın her tarafta yenilgiye uğrayan sancaklarının Anadolu’da toplandığını” belirtiyor ve “Bütün İslam yüreklerinin bir kalp halinde çarpması için kendini ortaya koyan Türk Milletine müzahir (destek) olun” diyordu.
Bu beyanname yankı bulmakta gecikmedi. Mesela Pakistan’ın büyük şairi Muhammed İkbal Lahor şehrinde, kurban bayramında, tarihi bir camide 250 bin kişiye bu beyannameyi okudu. Ardından uzun bir konuşma yaptı ve şöyle dedi:

İKBAL’İN SESLENİŞİ
“Dua edelim kardeşlerim, o bayrak burçlarından kıyamete kadar düşmesin. İslam’ın güneşi kararmasın. Allah, Müslümanları Hristiyanlara karşı savunan büyük lider Mustafa Kemal’e yardım etsin. İslam’ın son askerlerini muzaffer etsin!”
M. İkbal’in bu ünlü konuşmasından sonra, Hint yarımadası Müslümanları, Türk kardeşlerine büyük maddi desek sağlamışlardır.
Hint Müslümanlarının gönderdiği paralar, savaşın yaralarının sarılmasında ve İş Bankası’nın kuruluşunda ilk sermaye olarak kullanıldı.
Sonuç: O gün olduğu gibi bugün de, Türkiye güçlü olursa İslam dünyası da güçlüdür. Ülkemizin bütün Müslümanları kapsayan tarihi bir sorumluluğu vardır. Birlik içinde ve güçlü olmaya mecburuz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.