Yazıcıoğlu kardeşler

Yazıcıoğlu Mehmet Efendi (v. 1451), devrinin ilimlerini öğrenmiş, Arapça ve Farsça bilmektedir.
Onun gözlerini başka bir dünyaya açan, gönül dünyasını uyandıran kimse ise Hacı Bayram Veli olmuştur. Bir şikayet sonucu sorgulanmak üzere Ankara’dan, o zaman Osmanlı’nın başkenti olan Edirne’ye getirilmiş olan Hacı Bayram, II. Murat tarafından izzet ve ikram görmüştü.
Henüz İstanbul alınmamıştır; Edirne yolculuğu Çanakkale-Gelibolu üzerinden yapılıyordu. İşte bu sırada Yazıcıoğlu Mehmet kendisine intisap ile manevi dünyasını geliştirmeye başlamıştır.

Hocasını “Cihanın kutbu mahı Hacı Bayram / Cihanın şeyhi şahı Hacı Bayram” diye över.

Yazıcıoğlu Mehmet ve kardeşi Ahmet Bican’ın (v. 1466) mezarları ve türbeleri Gelibolu civarında önemli bir ziyaret yeri olarak işlevini devam ettirmektedir.

MUHAMMEDİYE

Yazıcıoğlu kardeşleri unutturmayan asıl sebep onların kitaplarıdır: Muhammediye ve Envaru’l-Aşıkıyn. Muhammadiye’de yaradılış, peygamberler ve bilhassa Hz. Muhammed’in hayatı, mucizeleri ve başka bir takım dini konular yer alır. Bu manzum kitap Hz. Peygamber’in, rüyasında Yazıcıoğlu’na yaptığı telkin, işaret ve irşad sonucu yazılmaya başlanmıştır.

 

Muhammediye, beş yüz yıl boyunca Türkçe’nin konuşulduğu hemen bütün İslam ülkelerinde okunmuş ve sevilmiştir. Halkın dini kültürünün temel kaynaklarından Muhammediye Anadolu, Balkanlar, Maveraünnehir, Kırım, Kazan ve Başkurt Türkleri arasında büyük şöhret kazanmıştır.

Radyo ve televizyonun olmadığı devirlerde, çeşitli toplantılarda, aile içinde akşamları, uzun kış gecelerinde, bazan özel bir melodi ile Muhammediye okunur ve topluca dinlenirdi. Böylece ortak bir dini bilgi ve duygu ortamından herkes bir şeyler alırdı.

DEĞERLİ BİR KİTAP

Bu iki kıymetli insan hakkında, aynı değerde bir doktora tezi yapıldı. Dr. Mehmet Bilal Yamak’ın çalışması “Yazıcızade Kardeşler Muhammed Efendi ve Ahmed-i Bican” adıyla yayımlandı (Ötüken yayını, 2022). Tezde Yazıcızade kardeşlerin hayatları, eserleri, tasavvufi görüşleri ve Osmanlı’ya tesirleri başlıklı üç ana bölüm vardır.

İbnü’l-Arabi ve onun görüşlerinin Türk-İslam tarihinin Osmanlı devresinde büyük bir önemi vardır. Muhammediye kitabı Ekberi neşvesinin yani İbn Arabi düşüncesinin, tartışmalı yönlerini öne çıkarmaksızın Osmanlı coğrafyasında yüzyıllar boyunca geçerli olmasında mühim rol üstlenmiş bir eserdir.

Bilal Yamak şuna dikkati çeker:
“Şimdiye kadar genellikle dile getirildiği gibi Muhammediyye ve Envaru’l-aşıkin sadece birer “popüler-halk kitabı” değildir. Bu kitaplar, özellikle de Muhammediyye; ulema, kalemiyye ve hatta padişahlar tarafından hürmet görmüş ve okunmuştur. Bu hürmetin en önemli sebeplerinden birisi eserlerin nizadan arındırılmış birer Fususu’l- Hikem neşvesine sahip olmalarıdır.”

Bu kitaplar aynı zamanda halkımızın Hz. Peygamber sevgisini besleyen kaynak eserler olmuştur. Onların en çok vurgu yaptıkları anlayış “Nur-ı Muhammedi” ve “Hakîkat-ı Muhammediyye”dir.

NOT: M. Bilal Yamak her perşembe saat 22.00’de Muhammediye okumaları yapmaktadır: Dernek instagram hesabından canlı yayın, instagram Adres@ turkkadgenel merkezi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*