Zekai Aksakallı Paşa’nın Gözyaşları

15 Temmuz 20216 hain darbe girişiminin üzerinden yedi yıl geçti. Millet olarak ne kadar unutkanız. Ülkemiz için bir ölüm kalım meselesi olan o acıklı günleri ne çabuk unuttuk.

Beni bu rehavetten uyandıran Zekai Aksakallı Paşa’nın sözleri oldu. O günden beri 7 yıldır ilk defa konuşan Paşamız darbenin gidişatını değiştirenlerden biri olmuştu. Vatan fedaisi Ömer Halisdemir’e darbeci general Semih Terzi’yi vurma emrini vererek olayın seyrini değiştirmişti. Erzurumlu bir dadaş safiyeti taşıyan Zekai Aksakallı gözyaşlarına hakim olamayarak, o uğursuz geceyi anlattı (Bkz. youtube.com/watch?v=nZlmQ47Pygg).

O günün Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı terörle mücadelede baş rollerde görev yaptı. Yurt içi ve yurt dışında teröristlerin bulunduğu her yerde bulundu. Meslek hayatının dörtte üçü bu çatışmalar içinde geçti. Son olarak Fırat kalkanı harekatını yönetti. Daha Yüzbaşı iken üstün cesaret ve feragat ödülü aldı.

VUR EMRİ

15 Temmuz akşamı Paşa bir bahaneyle düğüne davetlidir. Şüphelenir ve orayı terk eder. Yolda kendisini öldürmek isterler. Karargahının işgal edilmek istendiğini öğrenir. Hemen Ömer Halisdemir’i arar, oraya gelecek olan Fetö’cü general Semih Terzi’yi öldürmesi emrini verir. Şöyle anlatır:

“O dönem 8 korumam vardı. Ömer Halisdemir de o koruma astsubaylarından biriydi. Son şehadet emrine kadar o gece boyunca 8 kere görüştük.”

“Semih Terzi’nin hain ve alçak olduğunu, ülkeyi felakete sürüklediklerini, onun mutlaka öldürülmesini ifade ettim. Sonra belki kurtulma umudu olabilir diye bölgeyi tarif ettim. Dedim Ömer bunun sonunda şehadet olduğunu biliyorsun. ‘Komutanım feda olsun’ dedi. ‘Hakkını helal et’ dedim. ‘Komutanım helal olsun, siz de helal olsun’ dedi. Karagaha varınca Ömer’in naaşına yöneldim. Tarif edilemez duygular… Duamızı okuduk, alnından öptüm.”

ŞEHADET ŞERBETİ

Zekai Paşa Ömer Halisdemir’in ailesi ve çocuklarıyla yakından ilgilenir onun adına bir çeşme yaptırır. Dursun Ali Erzincanlı Halisdemir için “30 Kuş” adlı bir şiir yazmıştır. Bunu haber alan Paşa şiiri çeşmeye yazdırır. Bu duygulu ve uzun şiirin bir bölümü şöyledir:

“Sonra otuz kuş gördüm, hepsi beyazdı / Otuz kuş, gökyüzüne şehadet diye yazdı / Bir ses duydum, sala sesiydi / …../ Otuz kuş, beni boşluğa bıraktı Baba / Birden uyandım / “Hayrolur” dedim / Meğer, gecesi vatanım için kâbus olacak bir güne uyanmışım / Gökyüzünün yıldızlarını çalıp omuzlarına takan hain yüzler gördüm o gece / Ruhları yoktu.

Korkar mı senin oğlun, korkmaz.. / Korkmadım! Zekai Paşamı aradım / “O makam senin namusundur Ömer / Ben gelene kadar namusunu koru / Gerekirse o vatan hainini vur / Vazifenin sonunda şehadette var Ömer / Hakkını bana helal et..”/ Paşam, şehadet der demez,

Yine kulağıma kanat sesleri geldi / Rüya değil bu kez/ Uyanıktım / Muhteşem bir koku yayıldı odaya / Bir şey oldu o an../ Sanki ellerim, omuzlarım çeliktendi / Sanki tek başıma tüm dünyayla savaşabilirdim / Vatan hainine döndüm / Arkasında karanlık yüzlü adamları vardı / “Giremezsiniz!” dedim / Bir aslanın karşısında duran çakallar gibiydiler / Ve saldırdılar / Silahımı çekip baş haini alnından vurdum.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.