Beş Şehirli – 2

Ankara’daki hain patlama gene içimizi yaktı. Milletimize baş sağlığı diliyorum. Hayat devam edecek, etmeli.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Şehir-İnsan, Medeniyet Köprüsü: Örnek Kişilikler Projesinden “Beş Şehirli” genel başlığı altında bütün Türkiye’de tanıtılmakta olan 5 kişiden ikisi hakkında kısa bilgi vermiştim. Bugün öteki ikisi üzerinde duracağım.

EKREM HAKKI AYVERDİ

Ekrem Hakkı Ayverdi (1899-1984) Mühendis Mektebi’nden (İTÜ) mezun oldu. İstanbul Belediyesi’nde bir süre çalıştıktan sonra serbest iş hayatına atıldı.

Yol, köprü, hastane gibi çok ceşitli binaların yanında, eski mimari eserlerin tamir ve restore işlerini yaptı. 1950’de iş hayatını bırakarak fikir ve yazıya yöneldi. Mimarlık tarihi araştırıcısı olarak çok değerli eserler verdi.

Onun mimari tarihimize ve kültürümüze hediye ettiği toplam 8 büyük ciltlik iki muhteşem eseri vardır. Birincisi Osmanlı‘nın ilk devirlerinden Fatih dönemi sonuna kadar olan 250 senelik tarih dilimindeki mimari eserlerini inceleyen dört ciltten oluşur. İkincisi Avrupa’da Osmanlı Mimari Eseleri’dir. Bu da dört büyük cilttir.

Avrupa ciltlerinde Romanya, Macaristan, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Bulgaristan, Yunanistan ve Arnavutluk’taki Osmanlı’dan kalma mimari eserler tanıtılmaktadır.

Ayverdi, İstanbul Fetih Derneği, Kubbealtı Akademisi, İstanbul Enstitüsü veYahya Kemal Enstitüsü‘nün kuruluşuna aktif rol aldı.

E. H. Ayverdi yaradılıştan sanat zevkine sahipti. Ayrıca Kenan Rifai mensubu olarak manevi kemal kazandı. O dört başı mamur bir Türk-İslam temsilcisi ve sanat tarihimize damgasını vurmuş bir ilim adamı idi.

FETHİ GEMUHLUOĞLU

Fethi Gemuhluoğlu (1922- 1977), Haydarpaşa Lisesi’nden sonra İstanbul Hukuk Fakültesi’nde okudu. Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı özel kalem müdürü ve Türkiye Odalar Birliği basın müşaviri olarak çalıştı.Türkpetrol Vakfı‘nın genel sekreterliğini vefatına kadar sürdürdü.

Gemuhluoğlu, gençler üzerinde etkiliydi, onlara maddi ve manevi açıdan destek oldu. Bu sırada kendilerinde bilgi, zeka, cesaret ve sanat parıltısı gördüğü gençleri yetenekleri doğrultusunda yönlendirdi. Böylece milli kültür ve sanat hayatımızın gelişmesinde etkili oldu.

İyi bir sohbet insanıydı. Konuşmalarında coşkuya, aşka ve dostluğa yaptığı vurgu ile manevi hayata dikkat çekti. “Dostluk Üzerine” adlı konferansı kitap olarak yayımlandı.

Halvetiyye mensubu olan Gemuhluoğlu’nun şahsiyetini oluşturan temel unsur tasavvuftur. Hayatı boyunca tasavvufun riya ve şöhretten uzak durmayı telkin eden anlayışına bağlı kaldı. Her çevreden çok sayıda dostuna hiçbir çıkar gözetmeden hizmet sundu. İnsanın kendisiyle ve başkasıyla dost, kendi içinde dengeli ve tutarlı olması üzerinde durdu

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.