ÇOCUK İFTARI

Oruç en önemli ibadetlerimizden biridir. Oruç ayetinin sonunda “umulur ki takva üzere olursunuz” denir. (Bakara, 2/183) . Yani orucun amacı “takva”yı gerçekleştirmektir. Takva çok zengin anlamlı bir kavramdır. Genellikle dilimize Allah’tan korkmak diye çevrilir. Buradaki korku vahşi hayvandan, tehlikeden korku gibi değildir.

Allah’ı çok sevdiği için, O’na layık olamamaktan korkmaktır. Anne babasını çok seven bir çocuğun, onları üzecek davranışlardan çekinmesi gibi bir şeydir. Kendini her an Allah’ın huzurunda hissederek, dosdoğru ve düzgün bir insan olma çabasıdır. Sorumlu, bilinçli ve duyarlı davranmadır.

Ramazan Bereketi

Ramazanının kültürümüzde önemli yeri vardır. Ramazan ayında ülkeyi dini-manevi bir atmosfer kaplar. Suçlar azalır, yardımlaşma çoğalır.

Ramazan etkinliklerinden biri de iftar sofralarıdır. Anadolu’da, evlerdeki iftar sofralarında misafir bulundurma adeti vardı. Özellikle yoksul kesimden kimseler gözetilirdi.

Şehirler büyüdü, bu geleneği uygulamak zorlaştı. Bunun yerine toplu iftarlar verilmeye başlandı. Şöhret ve reklam amaçlı olmadığı takdirde bunlar da iyidir.

Asıl konumuz çocuk iftarlarıdır. Ramazan kültürünün yeni nesillere aktarılması nasıl olacaktır? Çocuk iftarı bu konuda iyi bir araçtır. Çocuk iftarı dinimizi, kültür ve geleneğimizi yaşatmanın bir yoludur. Sıkmadan, zorlamadan, bir eğlence atmosferi içinde bu yapılabilir.

İlk Çocuk İftarı

Bildiğim kadarıyla ilk çocuk iftarlarını, 1960’lı yıllarda mütefekkir-yazar Samiha Ayverdi (1905-1993) başlattı. Torunları vardı. Onların arkadaşları, komşu çocukları, yakın çevredeki eş dost çocuklarını evine çağırdı. Amacı fakir çocuklara iftar vermek değildi. Asıl gaye, çocuklara Ramazan’ı ve orucu anlatmak ve sevdirmekti. Onları bir birey olarak gördüğünü ifade etmekti. Onlara değer vermekti. Onları birbiriyle tanıştırmak, toplumsallaşmalarını sağlamaktı.

Şöyle yapılırdı: Zengin bir iftar sofrası ve duadan sonra, Abdestler alınır, birlikte akşam namazı kılınırdı. Çocukların bir kısmı belki de ilk defa bunları görürdü. Bütün bunlar bir eğlence havası içinde, gülüşmeler, kıkırdaşmalarla olurdu.

Eğlenceli İftar

Namazdan sonra eğlenceler başlardı. Ramazan davulu, karagöz oyunları, pamuk helvalar.. Bu arada grup oyunları oynanırdı. Bilmeceler sorulur, bilenlere ufak hediyeler verilirdi. Mümkünse çocukların da katılacağı kısa bir orta oyunu oynanırdı. İlahiler söylenirdi. Kısa bir teravihle biterdi.

Ayrılırken herkese içine para ve şeker konmuş süslü bir kese verilirdi. Bunun adı diş kirası idi. Çocuklar mutlu bir şekilde ayrılırdı. Bunları unutmaları ve zaman içinde hatırlamamaları mümkün mü?

Anlatmaya çalıştığım ruhla yapılacak bir çocuk iftarını duyurayım: Türk Kültür ve Sanat Derneği geleneksel iftarı, bir açık mekanda olacak. Tarih: 9 Ağustos Perşembe.

İrtibat telefonları: 0232.243 07 78 – 0555.621 28 53.

7 Ağustos’a kadar haber verilmesi gerekiyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*