(Bir ses): “Ben oto tamircisiyim, o tankların egzozlarına fanilaları tıkayın, onlar zınk diye durur” diyor. Adamlar gömleklerini çıkarıp tankların egzozlarına koyuyorlar, 10-15 tank zınk diye duruyor. Sonra bir adam anlatıyor: Herhalde o karanlığın içinden bize bağıran Hızır Aleyhisselam’dı!
Evet tıpkı o fakru zaruret günlerinde olduğu gibiBüyük bir savaş verdik kardeşim. Bu kutlu bir savaştır! Kutlu bir zaferdir!
Eli öpülesi bir halkımız var. Mezarından kalkan şehitlerimizin ruhlarını da sokaklarda gördük!.
Sesleri geldi!
(Darbeciler) bir daha gelemezler.
Başka tertiplerle gelir, suikast yapar, Allah korusun, başka şeyler yaparlar. Ama bir daha gelemezler.
Çok yakından tanıdığım, eli ayağı öpülesi Alevi arkadaşlar var: “Aman Nihat dedi, muhalif olarak tek laf etme, dedi, vatan savunması günüdür!” Bunu bana tembih edenler bu insanlardır (ağlamaklı). Ve bu tehlike geçene kadar, bu teyakkuz hali geçene kadar muhalefetimiz askıya alınmıştır.
Bu toprağın nöbetindeyiz. Birileri 3 gündür, 5 gündür nöbette olabilir. Biz doğduğumuz günden beri nöbetteyiz! Bugünler için varız!
Bir an için düşünün, Anadolu toprakları, sabahın beşinde her taraf bombalanıyor! Ve aklınıza geliyor: Karadeniz yaylaları, Toroslar yok, Konya yok! Böyle bir kabus olur mu?
Ama sabahın sekizine dokuzuna döndüğünde Akıncılar üssü ele geçirildiğine, gidip (halkımın) hepsini öpmek istiyorum, hepsini öpmek istiyorum yaa! (ağlamaklı).
O, sokağa çıkmış herkesi öpmek istiyorum, hepsini öpmek, sarılmak!..
Demek ki bir Anadolu varmış.
Çıkıp gelir tarihin içinden bu halk! Küçümsemeyin!. Bin kere söyledim, bak çıkıp geldi! Çanakkale’den geldi, Dumlupınar’dan geldi!
VATANSEVERLİK
Bu satırları Nihat Genç’in, 15 Temmuz gecesiyle alakalı duygulu bir video kaydından yazıya aktardım. Kendisi politik olarak sert bir iktidar muhalifi olmasına rağmen, böyle bir ölüm kalım gününde tam bir vatanseverlik örneği göstermiştir. Bkz: (http://www.ensonhaber.com/ni hat-genc-muhalefetimiz-askidavatan- icin-nobetteyiz-2016-07- 30.html) Burada önemli olan nokta Hızır (as) ve şehit ruhlarının manevi desteğine işaret edilmesidir.
Bu fevkalade önemlidir.
Demek ki Nihat Genç yetişme çağında bu kültürün içinde büyümüş ve tam zamanında hatırlamış, hatırlatmıştır. Neydi o kültür?
İNANCIN GÜCÜ
Türk zaferlerinde maneviyat unsurunun rolü büyüktür. Sırasında meleklerin, Hızır’ın, velilerin, şehit ruhlarının yardımı olduğuna inanılır.
Buna ait birçok olay anlatılır:
İstiklal Harbi boyunca Yunanlılarla çarpışmalar sırasında, iki ateş arasında kalan, mermisi tükenen veya esir edilmek üzere olan Türk askerlerinin, esrarengiz kıyafetli bilinmeyen insanlar tarafından kurtarıldığı, olayı yaşayanlarca anlatılır.
Kıbrıs harekatı sırasında, zor durumda kalan pilotların, havada ölüm korkusuyla pençeleştikleri bir sırada, yeşil sarıklı Hızır tarafından üslerine döndürüldükleri nakledilir. Cepheye sürülen insanın moral gücü en az sahip olduğu modern silahlar kadar önemlidir.
15 Temmuz gecesinin dehşetini o sırada Ankara ve İstanbul’da bulunanlar çok derinden hissettiler. Şükür ki darbe teşebbüsü başarısız oldu. Bunu her şeyden önce darbeye direnen inançlı halkımıza borçluyuz.
Bir yanıt bırakın