HZ. MEVLANA HUZURUNDA DOST ÖDÜLLERİ

Türk Kadınları Kültür Derneği ve Kerim Vakfı Cemalnur Sargut öncülüğünde, 13 yıldır Mevlid Kandili günlerinde “Dost İslam’a Hizmet Ödülleri” vermektedir. Bu yıl Mevlid Kandili Şeb-i Arus haftasına rastladığı için, ödül töreni dün Konya’da yapıldı.
Bu vesileyle Konya İl Kültür-Turizm Müdürlüğü ve Uluslararası Mevlana Vakfı’nın da iştirakiyle 3 oturumluk “Hz. Mevlana’da Peygamber Sevgisi” adlı bir de Sempozyum düzenlendi.

Mevlana Celaleddin Rumi bir Hz. Peygamber aşığıdır. “Ben Muhammed Muhtar’ın yolunun tozuyum” diyen kimsedir.
Mesnevi’sinde hadislerden bol miktarda misaller getirir. Prof. Ali Yardım “Mesnevi Hadisleri” kitabında bu hadisleri derlemiş ve ilmi usullerle değerlendirmesini yapmıştır (Damla yayınevi).
Mevlana örnek alınacak kişi olarak özellikle Peygamber Efendimize dikkat çeker. Hz. Peygamber’i ismen zikrettiği gibi, sıfatlarıyla da anar; özellikle Ahmed, Muhammed, Mustafa isimlerini çokça kullanır. Ona göre Hz. Peygamber, en mükemmel rehber ve yol göstericidir.
Hz. Peygamber’e şöyle niyazda bulunur:
“Ey karanlık gecelerin aydınlık ışığı, ey yolunu şaşırmışların yol göstericisi, ey her kafilenin kıblesi, ey kervanımın kılavuzu!”

SÜLEYMAN ULUDAĞ

Bu seneki Dost Ödülleri yurt içinden Prof. Dr. Süleyman Uludağ’a, yurt dışından Muhammed İkbal’e verildi. Süleyman Uludağ Türkiye’de tasavvuf alanının duayenidir. Telif ve tercüme pek çok kitabı var.
Özellikle yaptığı çevirilerle Türk okuyucusunu tasavvuf klasikleriyle buluşturdu: Kuşeyri Risalesi, Keşfü’l-Mahcub/Hakikat Bilgisi, Taarruf/Doğuş Devrinde Tasavvuf, Tezkiretü’l- Evliya, Şifaü’s-Sail/Tasavvufun Mahiyeti adlı çevirileri Türkiye’de tasavvuf araştırmacılarının vaz geçilmez eserleridir. Aynı şekilde klasik Osmanlıca kitapları sadeleştirerek yayımladı Nefehatü’l-Üns bunlardandır.
İbn Haldun’un Mukaddime adlı kitabını geniş bir takdim ve inceleme ile neşre hazırladı.
İslam Düşüncesinin Yapısı adlı telif eseri değerlidir.

MUHAMMED İKBAL

Dost ödülüne layık görülen Pakistanlı Muhammed İkbal (1877-1938) alim, şair ve filozoftur. Aynı zamanda bir Mevlana hayranıdır. Doğu ve Batı düşüncesini iyi bilen İkbal, memleketindeki tahsilinden sonra Londra’da felsefe okudu, aynı alanda Münih’te doktora yaptı.
İkbal samimi bir Türk ve Türkiye hayranıdır.
Sömürgecilik döneminde bağımsızlığını koruyabilen tek müslüman millet olarak övdüğü Türkler’i sever. Türkler’in gerek İslam tarihindeki rolleri gerekse Trablusgarp, Balkan, 1. Dünya savaşları ve Milli Mücadele’deki kahramanlıkları İkbal’in hayran olduğu ve gelecek için ümit beslediği özelliklerdir.
Nehru’nun, Türkler’in din bağından kurtularak ilerleme yoluna girdikleri şeklindeki bir ifadesine tepki olarak “Türkler’in dinlerinden vazgeçmediklerini, aksine daha gerçek bir İslam’a yöneldiklerini” söylemiştir.

Kültür Bakanı Nabi Avcı’nın da katıldığı törende Mahmut Erol Kılıç, Süleyman Uludağ, Muhammet İkbal’in torunu Walid İkbal, Mevlana ve Muhammet İkbal hakkında değirli konuşmalar yaptılar.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*