I. Murad’ın duası

“Sinan’ın Günlüğü” Samiha Ayverdi’nin son çıkan kitabı. Yazarımız torununun çocukluk günlerine dair notlar tutmuş. Sinan Uluant bunları bir araya getirmiş, nefis bir baskıyla çıkarmış (Kubbealtı neşriyatı).
Kitapta çocuğun gelişimi ve 1950 başlarında köklü bir İstanbul ailesinin günlük hayatı, aile ortamından çizgiler, bu ailenin evlerine gelip gidenler, sanat ve fikir adamları, bu evdeki kültür ve irfan toplantılarına dair önemli notlar mevcut.
Ayverdi ailesi çocuklarına 5 yaşından itibaren tarih bilinci aşılar. Annesi Sinan’a ’50 Türk Büyüğü’ adlı kitaptan bazı bölümler okur. Çocuk bunları ilgiyle dinler. Oradaki bir metni ezberler ve başkalarına okur.
Nihad Sami Banarlı bu eve devamlı gelenlerden biridir. Bir gün küçük Sinan ona da aynı metni okur. Bundan çok etkilenen Hoca, o günlerde yazdığı Hürriyet’teki köşesinde “Murad’ın Duası” başlıklı bir yazı yazar (29.9.1956).
Yazı şöyle başlar: “Murad-ı Hüdavendigar’ın duasını bilir misiniz? Bana bu duayı henüz ilkmektep çağını idrak etmemiş bir yavru hatırlattı. O, ezbere biliyor ve düzgün bir telaffuzla söylüyor.”
***
I. Murat Balkanların fethinde önemli hizmeti olan padişahtır. Kosova zaferini kazandıktan sonra bir Sırp fedaisi tarafından şehit edildi. Adı geçen dua bu zafer öncesinde yapıldı.
Savaşa hazırlanılan gece ordu üzerine büyük bir karanlık bastı. Rüzgar esip öyle bir toz yükseldi ki, atla insan seçilmez hale geldi. Asker aşırı duman içinde kaldı. Padişah abdest alıp namaz kıldıktan sonra Neşri tarihine göre canü gönülden şöyle yalvardı:
“Allahım, efendim, mevlam bunca defa katında duamı kabul ederek, beni mahrum eylemedin. Yine benim duamı kabul eyle. Bir yağmur vererek, bu karanlığı ve tozu kaldır, dünyayı nurlu kıl, ta ki, kafir ordusunu gözümgörerek, karşı karşıya cenk edelim. Ey Allahım mülk ve kul senindir, sen kime istersen verirsin. Ben de bir naçiz, aciz kuluBenim fikrimi ve sırlarımı sen bilirsin. Benim gayem, mülk ve mal değildir. Buraya kul, cariye için gelmedim. Hehalis ve muhlis senin rızanı isterim. Ya Rab, beni bu Müslümanlara kurban eyle, tek bu müminleri kafir elinde mağederek, helak eyleme. Ey Allahım, bunca nüfusun katline beni sebep eyleme. Bunları mansur ve muzaffer eyle. Bunlar için ben canımı kurban ederim, tek sen kabul eyle, İslam asiçin ruhumu teslime razıyım, tek bu müminleölümünü bana gösterme. Allahım, beni civarında misafir ederek, benim ruhumu, müminlerin ruhuna feda kıl, beni ilk gazi kıldın, bugünü son şehitlik günü kıl.”
Allah duasını kabul etti, göğü bulut kuşatarak, yağmur yeryüzünü rahboğdu, duman da İslam ordusu üzerinden kalkarak, kaüzerine çöktü.
***
Murad’ın iki türbesi var, biri şehit edildiği yerde, Priştina yakınlarında Kosova Ovası’nda; biz restore ettirdik ve ziyaret yeridir. Öteki Bursa’dadır. Bunlar bizim tarihimizin belgeleridir. Vehhabi ve IŞİD zihniyeti, bu tür mekanları yıkarak din ve tarihle bağları koparmaktadır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.