İnanmak

İnanan kuvvetlidir. İnanan başarır. Ama gerçekten inanmak, hiçbir tereddüde yer vermemek gerekir. İnsanlarda manevi güçler maddi güçlerden daha önemlidir, yeter ki bunları sağlam tutmasını ve işletmesini bilelim.
Uzun kuraklık sonrası bir köy ahalisi çaresizlik içinde yağmur duasına çıkmak istemiş. İmamı zorla ikna etmişler, açık araziye çıkılmış, imam gelmiş, ahaliyi şöyle bir süzdükten sonra sormuş: “Yağmur duasına mı geldiniz?” “Eveet!”
– Peki, benim yağmur yağdırabileceğime gerçekten inanıyor musunuz?
– Eveet!
– Nerede o zaman şemsiyeleriniz!
İmam efendi haklı. Orada toplanan cemaat, yapılacak duadan sonra yağmurun yağacağına gerçekten inanmış olsalar, zaten yağmur kendiliğinden yağmaya başlar. A. Nihat Asya’nın dediği gibi: “Yerden göğe yükselen nidalar bilirim / Takdiri değiştiren dualar bilirim.”

MUHAMMED ALİ

Yıllar önce Amerikalı Müslüman zenci boksör Muhammed Ali’nin Fraizer ile unvan maçı vardı. Türkiye saatiyle gece beşteki maçı siyah beyaz televizyonlarda seyrettik. Hepimizin gönlü Muhammed Ali’den yana idi. Hep onun için dua ediyorduk.
Muhammed Ali sekiz raunt iplere dayanıp dayak yedi. Moralimiz bozuk seyrediyoruz. Sekizinci raunt, Ali bir boşluk buldu, üst üste üç yumruk vurdu ve nakavtla maçı kazandı. Hepimiz sevinçten uçtuk. Muhammed Ali herhalde Frazier’ı yeneceğine inanmasa, sekiz raunt dayak yemeyi göze almazdı.
Ciddi işler sabır ister. Çiftçiler bunu iyi bilirler. Tohumu toprağa ekerler, cinsine ve özelliğine göre uzun süreler bekledikten sonra o tohumdan filizler ve bitkiler meydana gelir.
Mesela Çinliler, Çin bambu ağacının tohumunu eker sonra tam beş yıl gübre ve su verirlermiş. Bu beş yıl boyunca en ufak bir filiz bile vermeyen bambu, beşinci yılın sonlarında yeşermeye başlar, altı haftada 27 metre birden uzarmış.

YOLUNDA OLMAK
Karınca yollara düşmüş ağır ağır ilerlemektedir. Birisi çıkar sorar: “Hayrola nereye gidiyorsun?” Karınca cevap verir: “Hacca gidiyorum.” Sorunun devamı gelir: “Bu tempoyla mı Mekke’ye varacaksın?” Cevap: “Hiç olmazsa yolunda olurum veya yolunda ölürüm!” İşte inanç budur.
İnanmak, yolunda olmayı da gerektirir. Yolunda olmak, hedef seçtiği konuda yılmadan, bıkmadan sebat etmektir. Bugünkü teknoloji, inançlı amatör kimselerin bıkıp usanmadan çalışmaları sonucu vücut buldu. Belki çoğu sağlığında başarılı sonuçlar alamadı. Ama onların deneme yanılmaları ve kuvvetli inançları sayesinde zamanla makineler ve fabrikalar yapıldı. Samuel Smiles (1812-1904) Kendine Yardım kitabında bunların hikayelerini anlatır.
Ormanda yangın çıkar, müthiş bir hızla ilerlemektedir. Bu sırada küçük bir serçe, yolundaki gölden gagaları arasına su alıp ormanın üzerine bırakıyor ve tekrar göle uçuyormuş. Ormanın yanışını çaresizlikle izleyen hayvanlardan biri gülümseyerek bağırmış: “Ne o serçe, ormanı birkaç damla suyla mı söndüreceksin?” Serçe cevap vermiş: “Benim elimden gelen bu!” (Avucunuzdaki Kelebek’ten)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*