İsimlerimiz

Hepimiz isimlerimizle tanınırız. Her ismin bir anlamı var. Dede Korkut destanlarında isim koyma törenleri anlatılır. Korkut Ata bunun için uzun uzun dua eder ve sonunda şöyle der: “Adını ben koydum yaşını Allah versin.”

Bin küsur yıl önce atalarımız Müslümanlaşmaya başladıktan sonra isimlerimiz de yavaş yavaş değişti. Din ve milliyet kökenli adları birlikte kullanır olduk. Osman Gazi’nin iki oğlundan birinin adı Alaaddin, öteki Orhan’dır.

EN YAYGIN İSİMLER

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de şimdiye kadar en çok kullanılan kadın isimleri Fatma, Ayşe, Emine, Hatice ve Zeynep’tir.

Fatma ve Zeynep Peygamber Efendimizin kızlarının, Ayşe ve Hatice eşlerinin, Emine ise annesinin adıdır. Türkler İslamiyet’i o kadar candan ve içten benimsediler ki, çocuklarına isim verirken, bu dinin Peygamberi ve onun yakınlarının adlarını tercih ettiler.

Gene TÜİK verilerine göre ülkemizde en çok kullanılan erkek isimleri Mehmet, Mustafa, Ahmet, Ali, Hüseyin olarak sıralanıyor.

Bunlardan “Mehmet” Hz. Peygamber’in adı olan “Muhammed” kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Mustafa ve Ahmet de Peygamber Efendimizin isimleridir. Ali, Hz. Peygamber’in damadı, Hüseyin ise sevgili torunu olup, Kerbela’da hunharca şehit edilmiştir.

EHL-İ BEYT SEVGİSİ

Fatma, Ali ve Hüseyin Ehli- Beyt’in ileri gelenlerindendir. Edebiyatımızda Ehl-i Beyt sevgisi en önemli ilham kaynaklarından biridir: Kul Himmet şöyle seslenir:

“Gül kokusu Muhammed’in teridir/ Ah ettikçe karlı dağlar eritir/ Hatice Fatıma Hakk’ın yaridir/ Onun katından ayırma bizi.”

Kültürümüzde Hz. Fatma sevgisinin derin izleri vardır. Anadolu kadını, yoğurt mayalarken, turşu kurarken, hamur yoğururken işine şöyle başlar: “El benim elim değil Fatma Ana’mın eli.”

Örgü ve dantel işine başlayan bir hanıma yanındakilerin şöyle demeleri uğur ve bereket getirir: “Kolay gelsin, altın taş olsun, elin kuş olsun, Hızır yoldaşın, Fatma Ana komşun olsun..”

Çeşitli konulardaki hayır dualarda Hz. Fatma’nın adı yer alır. Komşuluk konusunda, “Allah seni Fatma anamıza komşu etsin..” denir.

Ebe, doğum yapacak kadının sırtını sıvazlarken “El benim elim değil, Fatma Ana’mızın eli” diyerek, doğumun kolay olacağına onu inandırmış olur.

ADINA KURBAN

Bizdeki Ehl-i Beyt sevgisi Şii-Alevi düşüncede olduğu gibi, ilk 3 halifeyi dışlayıcı değildir. Onlara da yeterli saygıyı gösteririz. Mesela Ali Osman, Ömer Ali gibi isimleri kullanırız.

Rahmetli ağabeyimin adı Hasan Hüseyin idi. Askerliğini sıhhıye eri olarak yaptı. Toros dağlarının güney yamaçlarında, Mut yaylalarında bulunan askeri telsiz merkezlerinin sağlık işlerine bakardı.

Ağabeyim çok şefkatli ve yardımsever biriydi. Bulunduğu çevredeki Yörük köylerinin de iğnelerini yaparmış. Bir gün torununa iğne yaptığı yaşlı bir Alevi nine adını sormuş; “Hasan Hüseyin” deyince, “Adına kurban a kuzum sen Alevi misin?” demiş.

Türk halkı Peygamber’ini, Hz. Ali’yi ve Ehl-i beyti gerçekten çok sever. Bu açıdan bakılırsa hepimiz aleviyiz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.