Geçen Cuma günü Üçkuyular’dan tramvaya binip, Alsancak Garı’ndan bir önceki durak olan Atatürk Spor Salonu durağında indim. 4-5 dakika yürüdüm, yeni açılan İzmir Kültür Sanat Fabrikası’nı ziyaret ettim.
Kültür’ün “fabrika” ile ilgisini önce yadırgadım. Kubbealtı Lugati’ne baktım, fabrika kelimesini “Ham veya yarı mamul maddelerin makinelerle, işlenmiş madde veya seri halinde eşya durumuna getirildiği yer” diye tarif ediyor. Yani daha çok maddi ve somut bir çağrışım var. Kültür ve sanatta ise manevi yön, bilgi birikimi, duygu ve sezgi ağır basar.
Bu ismi uygun görenler sanırım kulanılan mekanın çağrışımından hareket etmişler.
“Niyet hayır, akıbet hayır” diyelim.
DEĞERLİ KÜLTÜR MEKANLARI
Alsancak Tekel Sigara Fabrikası 1884’te yapılmış. 2004 yılına kadar sigara üretti.
Tekel’in özelleşmesi ile faaliyeti sona erdi. Şehrin göbeğinde 17 dönümlük bir arazisi olan bu mekan çok cazip bir yerdir.
Ticari amaçla kullanılsa paha biçilmez değere sahiptir. Kimlerin rolü olduysa Allah razı olsun, burası Hükümet tarafından Kültür Bakanlığı’na verilmiş.
Bakanlık da son yıllarda ciddi bir çalışma ile Tekel Fabrikası’nın binalarını aslına uygun şekilde restore ederek kullanıma açtı.
Benzeri bir çalışma İstanbul’da Davutpaşa Rami Kışlası’nda yapılmıştı. 2020 dönümlük alan Avrupa’nın en büyük kütüphane kompleksine dönüştürüldü ve geçen yıl açıldı. İstanbul’a ilk gidişimde ziyaret edeceğim. Bu iktidar kültürün maddi altyapısı için çok güzel işler yaptı.
Dileğim, bu milletin öz kültürünün muhteva (içerik) bakımından da ilerleme ve gelişme imkanı bulmasıdır.
MÜZELER KÜTÜPHANELER
Gelelim asıl konumuz olan İzmir Kültür Sanat Fabrikası’na. Evet, 17 bin metrekarelik bu alanda restorasyon, yenileme çalışmalarıyla, atıl durumda olan tarihi sanayi yapıları yeniden ayağa kaldırıldı ve yeni ilaveler yaptı. 9.200 metrekarelik rekreasyon, dinlenme, gezinme amaçlı yeşil alana sahip. Burada, farklı sergilere ev sahipliği yapan Sanat Sokağı, yeme-içme bölümleri, kafeler ve dinlenme yerleri de oluşturulmuş. Böylece İzmir’e tarih, kültür, sanat ve peyzajın iç içe olduğu yeni bir gezinti ve eğlence mekanı kazandırılmış.
Birkaç blok halinde 20 bin metrekarelik kapalı alan bulunmakta. Bu alanda İzmir Resim ve Heykel Müzesi, Tanzimat Dönemi’nden günümüze uzanan eserlerden oluşan dikkat çekici bir koleksiyona sahip. Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ve şehrin yüzlerce yıllık tarihini keşfetmek isteyenler için tematik sergileriyle yeni nesil bir müze örneği sunuyor.
Arkeoloji ve Etnoğrafya müzesinin üst katlarında İzmir’in kurtuluşunu hatırlatan dikkat çekici bölümler hazırlanmış. 9 Eylül’de İzmir’e giren süvari heykelleri grubu çok etkileyici. En üst kat Osmanlı dönemine ayrılmış. Bir hayli görsel malzeme bulunmasına rağmen bu bölümün çok zayıf kaldığını söylemeliyim. Mesela tekke ve tarikat objeleri için ayrı bir köşe gerekir ki yoktur. Birer tekke malzemesi olan teber ve şişler “balta” diye teşhir ediliyor.
Alsancak Halk Kütüphanesi, Atatürk İhtisas Kütüphanesi 3-6 ve 7-14 yaş aralığındaki çocuklardan, öğrencilere, yetişkinlere ve araştırmacılara kadar her yaştan kullanıcı için özel koleksiyonlara sahip.
Bir sonraki yazıda burada yer alan “İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu” ve “Türk Dünyası Müzik İhtisas Kütüphanesi”nden söz edeceğim.
Bir yanıt bırakın