Konak camiinde cuma namazı

Geçtiğimiz Cuma namazını (13.03.2020) Konak Camii’nde kıldım. Burayı Ayşe Hanım adlı bir bayan yaptırmış. 270 senelik bir eser. Vilayet Konağı’nın önünde çok şirin ve zarif küçük bir cami. Az ilerisindeki Saat Kulesiyle bu cami İzmir’in başlıca simgesidir. Bu 2 eser Konak meydanındaki Türk kimliğinin müstesna örnekleridir.

Cami çok küçük. Onun için Cuma günleri avlusu ve yanındaki çimler cemaatle dolar. Malum son günlerde Koronavirüsle yatıp kalkıyoruz. Diyanet, önemli gördüğü aktüel meseleleri hutbe konusu olarak seçer. Artık teknoloji gelişti, imamlarımızın büyük çoğunluğu internet kullanıyor. Ankara’da Diyanet’in hazırladığı bir hutbe, kısa zamanda Türkiye’deki bütün camilere ulaşır.

KORONAVİRÜS HUTBESİ
Dinlediğimiz Koronavirüs hutbesi güzel hazırlanmış. Yazan her kimse, çok defa olduğu gibi edebiyat yapmamış ve konuyu uzatmamış. Şöyle deniyordu:

“Bu salgından korunmak için öncelikle beden, kıyafet, yiyecek ve çevre temizliğine dikkat edelim. Bulunduğumuz ortamı sık sık havalandıralım. Öksürdüğümüz ya da hapşırdığımız zaman tek kullanımlık mendillerle veya dirseğimizin iç kısmıyla ağzımızı kapatalım. Kalabalık ortamlardan uzak durmaya gayret edelim.

Özellikle lavabo, abdesthane, kapı kolu ve masa üstleri gibi el temasının yoğun olduğu alanları temiz tutalım. Ellerimizi her zamankinden daha fazla sabunla ve ovalayarak yıkayalım. Kirli ellerimizle ağzımıza, burnumuza ve gözümüze dokunmayalım. Camilerimizde ortak tespihler yerine parmaklarımızı ya da şahsi tespihimizi kullanalım.”

Hutbenin başlığı dikkat çekici: “Tedbir mü’minden takdir Allah’tandır.” Meselenin inanç boyutuna değinilmiş: “Sağlık, Rabbimizin bize emanetidir. Mümine düşen, bu emanete sahip çıkmak, onu korumak için gayret göstermektir. Bu sayede Allah’ın yardımıyla huzura kavuşuruz.”

Şu hatırlatma da çok yerinde: “Camilerimizde yaygın olan namaz sonrası musafaha uygulamasına ara verelim. Tokalaşmadan, belli bir mesafeden birbirimize gönül selamı vererek hal hatır soralım. Bu günlerde yaşlılarımız evlerinde istirahat etmeli ve kalabalık ortamlardan uzak durmalıdır.”

İnanmış insanın Allah’ı nasıl düşünmesi gerektiği Kur’an’da şöyle dile getirilir: “O, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. O, beni yediren ve içirendir. Hastalandığımda bana şifa veren O’dur. Beni öldürecek ve sonra diriltecek olan da yine O’dur.”

EHLİYETLİ GÖREVLİ
İmam Efendi’nin kıraati ve hutbe okuyuşu gayet güzeldi. Namazın sonunda Türkçe yaptığı dua da etkiliydi. Diksiyon ve vurguları başarılı. Cami dışına güçlü bir hoparlörle ses verildiği için, sadece namaz kılan cemaat değil, meydandaki kalabalıklar söylenenleri duyabiliyor.

Konak Camii küçük olduğundan müezzin kadrosu yok sanırım. O yüzden ezan ve kameti ehil olmayan biri okudu. Müftülükten ricam şu: Cuma günleri bu camide düzgün müezzinlik yapacak birisi görevlendirilse iyi olur.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*