Melami Şeyhi Arabacı İsmail Efendi

Bu yazı serisine Ali Rıza Doksanyedi (1882-1958) hakkında bilgi vermek üzere yola çıktık. Eskişehir Merkez Vaizi olan bu zatın Melami olduğunu biliyoruz. Bugün onu bu meşrep ve yola dahil eden kimse üzerinde duracağım.

1919’da İzmir’i işgal eden Yunan askeri, Uşak, Bursa ve Kütahya üzerinden Eskişehir’e saldırdı ve 20 Temmuz 1921’de Eskişehir’i işgal edildi. Türk Ordusunun 26 Ağustos 1922 de başlayan taarruzu sonucu, 2 Eylül 1922 de Eskişehir düşman işgalinden kurtuldu. Ancak işgalciler geri çekilirken şehri yakıp yıkmış harabe haline getirmişlerdi.

Şehrin işgal edileceği anlaşılınca, pek çokları gibi A. R. Doksanyedi de Ankara’ya taşındı. Orada Arabacı İsmail Efendi (1866-1938) adlı Melami büyüğüyle tanıştı ve onun sohbetlerine katıldı ve kendisine intisap etti. Kimdi bu zat?

Arabacı İsmail Ağa (1866-1938), Ankara’nın ilçesi Ayaş’ın Karakaya bölgesinde doğdu. Çocuk yaşta Ayaş’tan ayrıldı, Ankara’da arabacılık yapmaya başladı. Muhammed Nuru’l-Arab Hazretlerini halifelerinden, çok kısa bir süre Ankara’da bulunan Hacı Vehbi Efendi’yi tanıdı, onun irşat halkasına dahil oldu. Nasipli ve zengin gönüllü idi, kısa zamanda mertebe kat etti.

ESNAF ŞEYH
Muhammed Nuru’l-Arabi (1813-1887) Balkanlarda tasavvuf neşvesine yeni bir ivme kazandıran kimse olup son devir Melamiliğinin piridir. İşte Arabacı İsmail Ağa onun yolunu devam ettirenlerden biridir. Balkanlardan göç dip de Hazreti Pir’in feyzinden pay alanlar, onun anlayışını Arabacı İsmail Ağa’da buldular. Böylece İsmail Ağa, bu manevi okulun neşesini başta Ankara, Anadolu’da yaşayan ve yaşatan bir kaynak haline geldi.

İsmail Efendi’nin oğlu M. Vehbi Güloğlu, A. R. Doksanyedi’nin Türkçeye çevirdiği çok kıymetli bir tasavvufi tefsir olan Te’vilat-ı Kaşani’yi yeni harflere aktaran ve bastıran kimsedir. Bunda babasının manevi işareti de etkili olmuştur.

İlk Büyük Millet Meclisinde katiplik görevi yapan Mahir İz İsmail Efendi ile tanışmıştır. Hakkında şöyle der: “Bu zatın Melamiliği; amel bakımından, Ehli Sünnet yolundaydı. Ezan okunur okunmaz, Camiye cemaate koşardı. Kıyafeti tam o, zamanki esnaf kıyafeti idi. Yalnız Hocalara, şeyhlere benzeyen sakalı vardı. Daha sonraları, bütün Anadolu’da büyük bir şöhret kazandı.” (Yılların İzi)

MUSTAFA KEMAL İLGİSİ
İsmail Efendi’nin mensubu olduğu Melamiler arasında, Mustafa Kemal’in kendisine büyük saygı duyduğu şeklinde yaygın bir kanaat vardır. Atatürk’ün Ulus’ta bir gezinti sırasında; İsmail Efendi’nin her zaman sohbet için bulunduğu kahvehanenin önünden geçerken kendisine askerce selâm verdiği, Arabacı’nın da ayağa kalkar gibi yaparak, selâmı nazikane bir şekilde aldığı anlatılır.

Mustafa Kemal’e muhalif İttihatçılar ve Terakkiperver Fırkası’nın bazı üyeleri Atatürk’e İzmir’de bir suikast teşebbüsünde bulunmuş ve yakalanmışlardı (Mayıs 1926). Bu olay üzerine Arabacı İsmail Ağa’nın “Gazi Mustafa Kemal’e bir şey yapamazlar. O, benim tasarrufum altındadır” dediği söylenir. (M. Fazlı Güvenç, Bedreddin Varidat Şerhi içinde, 1982)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.