Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, babasının hayat hikayesini anlatan bir kitap çıkardı: Yozgatlı İhsan Efendi (Doğan Kitap, Aralık 2018). 500 sayfalık kitapta Cumhuriyet öncesi Yozgat’ının eğitim öğretim ve sosyal hayatına dair bilgiler yer alır. Ayrıca Kahire Ezher Üniversitesi’nin durumu, özellikle oradaki Türk öğrencilerin yaşayışları, Türkiye ile ilişkileri, öğrenim vaziyetleri hakkında önemli tespitler bulunur.
İhsan Efendi (1902- 1961) ilk ve orta öğrenimini Yozgat’ta yaptı. Çok başarılı bir öğrenciydi. 1924’te İstanbul’a gitti. Amacı kendi şehrinde başladığı din tahsilini ilerletmekti. Medreseler kapatılınca Türkiye’de bu imkanın kaybolması üzerine Ekim 1924’te Mısır’a gitti.
İhsan Efendi Kahire’de daha çok özel dersler alarak yüksek seviyede ilim sahibi oldu. Ezher Ünivesitesi’nin en üst ilmi seviyesi olan “Alimiyye” sınavını kazandı. Özel dersler verme yanında, medreselerde hocalık yaptı. Mısır Milli Kütüphanesi’ndeki Osmanlı evrakının kataloğunu çıkardı. Mısır’da Mehmet Akif’in en yakın dostuydu.
TASAVVUFİ YÖNÜ
İhsan Efendi’nin 2 yönüne dikkat çekmek istiyorum. Ekmeleddin Bey babasını şöyle anlatır: “Genç yaşında dini ilimlere ve medrese tahsiline karşı duyduğu büyük alakanın yanında maneviyat ve tasavvufa da meylettiği bilinmektedir.” Ardından ona ait bir notta “Muhterem rehberi Kadiri şeyhinin” vefatı bilgisine yer verir ki, yaşı henüz 17’dir.
Bir başka nota göre ise “Kendisinin Ahmed er-Rifai’ye intisap ettiği anlaşılmaktadır.” Bu durumda ilk rehberinin vefatı üzerine bir Rifai şeyhine intisap etmiş olmalıdır.
İhsan Efendi’nin İstanbul’da bulunduğu 3 buçuk aylık süre zarfında Nakşi Esad Erbili’nin Kelami Dergahı’na uğradığı görülür. Kitaptaki bir dipnota göre, Esad Efendi Kahire’deki bir zata hitaben, İhsan Efendi’nin “manevi evladı” olduğunu, kendisiyle ilgilenmesini isteyen bir mektup vermişse de bu mektup yerine ulaşmamıştır.
Bunlardan benim çıkardığım sonuç; İhsan Efendi’nin birkaç tarikatla ilgisi olmuşsa da yukarıdaki bilgiler dışında, onun tarikat bağlantısına ait başkaca bir malumat yoktur. Ama şurası bir gerçek; İhsan Efendi, tasavvuf ahlakını en iyi şekilde benimsemiş, mütevazı, cömert, takva ve vakar sahibi, yardım sever, şefkat ve merhamet dolu, yüksek karakterli bir kimsedir.
MİLLİ DUYARLILIK SAHİBİ
Dikkatimi çeken ikinci husus onun çok güçlü milli duyarlığı ve Türkiye sevgisidir. Türk tarihine, Türk şiir ve edebiyatına derinden vakıftır. Yetenekli Türk öğrencilerini bu sahalara yöneltmiştir. Ezher’deki Türk ve Balkan kökenli öğrencilerin hamisi oldu. Ayn Şems Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kurdu.
Bilgi seviyesi Ezher Ünivesitesi’nin yüksek mevkilerine gelmesine elverişlidir; ama bunun için Mısır vatandaşlığına geçmek gerekir. Çeşitli telkinlere ve maddi bakımdan ihtiyacı olmasına rağmen o, Türk vatandaşlığını asla bırakmadı ve Mısır uyruğuna geçmedi.
Bir öğrencisinin şu sözleri ile bitirelim: “Büyük insan… Engin ilmiyle, yüksek ahlakıyla, vakar ve kemaliyle Mısır ülkesinde Türklüğün gururu…” Ruhu şad olsun.
Bir yanıt bırakın