Topkapı’da Kur’an sesi

Ramazan’da en çok ziyaret edilen yerlerden biri Topkapı Sarayı’ndaki Mukaddes Emanetler bölümüdür.
Yavuz Selim’in Mısır’ı fethinden sonra getirilen bu değerli eşyanın hikayesini Yahya Kemal 1921 ve 1922’de yazdığı 2 yazıda anlatır.
(Bkz. Aziz İstanbul) Mütefekkir şairimiz İstanbul’un işgali yıllarında, şehrin tarihi-manevi mekanlarında dolaşarak teselli aramaktadır.
Şöyle der: “Revan köşkünü gezerken kulağıma derinden bir Kur’an sesi geldi. Birden bire İslam mimarisini tam manasıyla gördüm. Çünkü İslam mimarisinin içine bir ruh gibi muhakkak rahle başında bir Kur’an sesi lazım. O ses olmadığı zaman bu mimari kuru bir şekilde görünüyor.
Rehberim Lütfü Bey’e bu Kur’an sesinin nereden geldiğini sordum.
“Hırka-i Saadet Dairesi’nden!” dedi. Yavaş yavaş sesin geldiği pencereyeyaklaştım. Baktım; yeşil yemyeşil, ruhani yeşil bir daire, pencereye arkasını çevirmiş bir hafız, öteki aleme dalmış bir ruh sakinliğiyle okuyor.
Diğer bir hafız da gözlerini yummuş bir köşede bekliyor.
Rehberime sordum. Hırkai Saadet’te ne zamanlar bu hatim indirilir? Lütfü Bey gülümseyerek kulağıma dedi ki:
“Hergün! Her saat! Dört yüz seneden beri geceli gündüzlü fasılasız, durmaksızın!”

40 HAFIZ NÖBETLEŞE OKUR

“Hayretten gözlerim kapanmış dinliyordum. Lütfü Bey biraz bilgi verdi: “Yavuz Sultan Selim hilafetin alametleri olan Hırka-i Şerif, Sened-i Şerif ve diğer mübarek emanetleri Mısır’dan İstanbul’a hatimler indirterek getirtmiş. İstanbul’a vardığı gece sarayda yüksek bir yere yerleştirmiş. Mimarbaşı ve ustalar asıl konulacağı makamı harıl harıl inşa ederlerken sefer yorgunluğunabakmaksızın sabaha kadar ayakta beklemiş. O gün, geceli gündüzlü Kur’an okunması için bir vazife tertip ederek, kırkıncısı bizzat kendisi olmak üzere kırk hafız tayin etmiş.
İşte o günden bu ana kadar, bu dairede bir saniye durmaksızın Kur’an okunuyor.
Bu hafızlar halen 40 kişidir.
Daima ikisi nöbetleşe okurlar.
Bugün de bu iki hafızın nöbeti” dedi.
Bu gece, bu saat, ben burada bu satırları yazarken Hırka-i Saadet Dairesi’ndeKur’an okunuyor! Siz bu saat benim bu satırlarımı okurken Hırka-i Saadet dairesinde Kur’an okunuyor. Tam dört yüz seneden beri de böyle fasılasız okunmuş.” Yahya Kemal şöyle devam eder: “Gezintilerimde bir hakikatikeşfettim. Bu devletin iki manevi temeli vardır. Fatih’in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki hala okunuyor.
Selim’in Hırka-i Saadet önünde okuttuğu Kur’an ki hala okunuyor!
Eskişehir’in Afyonkarahisar’ın, Kars’ın genç askerleri siz bu kadar güzel iki şey için dövüştünüz!”

Ta Yavuz Selim zamanından beri devam etmekte olan Hırka-i Saadet Dairesi’nde Kur’an-ı Kerim okuma geleneği, çeşitli sebeplerle bir ara sekteye uğramış ise de, 1996 yılından itibaren tekrar başlatılmıştır.
(Not: Yarın gece sahur vaktinde inşallah, Ayasofya’da Diyanet Tv’nin yayınına katılacağım.)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.