Umre günlüğü-5

Medine’de son günümüz. Öğle namazını Mescid-i Nebi’de kılıp, Mekke’ye gitmek üzere otobüsümüze bindik. Odamızdan çıkarken erkekler ihrama büründü. İhram, pamuklu 2 parça beyaz kumaş, biri bele sarılır, öteki omuzlardan itibaren vücudun üst tarafını örter.


450 km mesafe güneydeki Mekke’ye doğru gidiyoruz. Otoyol düzgün, etrafı yer yer dağlık, koyu renkli taşlık ve toprak.
Yol boyunca tekbir ve telbiye getirmek usuldendir. Tekbir, özellikle bayramlarda söylenen bildiğimiz “Allahü ekber Allahü ekber..” diye başlayan ifade. Biz Itri’nin segah bestesiyle okuyoruz. Telbiye “Lebbek Allahümme lebbeyk..” sözleriyle başlayan dua cümlesidir. Anlamı: “Buyur Allah’ım buyur! Emrindeyim buyur! Hamd sana mahsusutur. Nimet de senin mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur!”

KABE
Yollarda hız sınırı var. Mekke’ye varışımız akşamı buldu. Otelimize girip oradan doğru tavaf yapmaya gittik. Gene tekbir ve telbiyeler söylüyoruz. Ortasında Kabe’nin bulunduğu Mescid-i Haram, geniş mermer avlusu ile muhteşem bir külliye. Kalabalıklar arasından geçip nihayet Kabe’ye yaklaşıyoruz. İşte siyah örtülü küp şeklindeki Beytullah, kutsal mekan karşımızda. Heyecan dorukta. Buranın ayrı bir cazibesi ve ruhaniyeti var. Her renk ve milletten, yaşlı genç, kadın erkek büyük bir kalabalık hep hareket halinde.


Tavaf yapacağız. Tavaf Kabe’nin Hacerü’l-Esved’in bulunduğu köşesinden başlayarak etrafında 7 defa dönerek yapılıyor. Kabe’nin çevresinde ilk sıralarda bulunmak gibi bir ısrarımız yok. Dış halkalarda ilerlemek daha kolay. İnsanlar gruplar halinde dönüyor. Rehberlerin yüksek sesle dua söyleyip maiyetindekilerin tekrarlaması bir uğultuya yol açıyor. İnsanlar sessizce kendi iç dünyalarına gömülüp gönülden dua ederek tavaf yapsalar daha iyi olur diye düşünüyorum. Sonunda kenara çekilip 2 rekat tavaf namazı kılınıyor.


SA’Y
Ardından sa’y geliyor. Kabe’nin yakınındaki Safa ve Merve tepeleri arasında 4 gidiş, 3 geliş toplam 7 defa gidip gelmeye sa’y denir. Bu mekanın üstü kapalı ve birkaç katlı, gidiş ve geliş şeritleri ayrılmış. İki tepe arası 400 metre. Tavafla birlikte yaklaşık 4 km yürünüyor. Yani sağlıklı olmak gerekir. Gücü yetmeyenler tekerlekli sandalye kullanıyor.


Sa’y Hz. İbrahim’in eşi, Hacer’in, küçük bebeği İsmail’i bırakıp etrafta su var mı diye bakmak üzere telaşla bu 2 tepe arasında gidip gelmesinin hatırasıdır. Bunları düşünmek insanda hoş duygular hasıl ediyor. Burada inancın, teslimiyetin, evlat sevgisinin canlandığı görülür.
Sa’yin ardından saç tıraşı olarak veya saçından bir miktar keserek umre tamamlanıyor. Kısaca umrenin esası, ihramlı olarak Kabe’yi tavaf ve sa’y yaptıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkmaktan ibarettir.


Tavaf ve sa’y çıplak ayakla yapılır. Bir insan seliyle birlikte dönüp, ardından hızlı adımlarla yürüyorsunuz. Erkekler beyaz ihramları, kadınlar çoğu beyaz rengi tercih etmiş gündelik giysileri içindedir. Kadın erkek ayırımı söz konuş değildir, hepse yan yanadır. (Devam edecek)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.