Umre günlüğü-6

Harem-i Şerife 300 m. Mesafede Peygamber Efendimizin doğduğu ev var. Mevlit okunurken hep duyarız: “İndiler gökten melekler saf saf/ Kabe gibi kıldılar evim tavaf/ Doğdu ol saatte ol Sultan-ı din/ Nura gark oldu semavat-ü zemin.” İşte bu mübarek ev karşımızda. Hafif bir yamaç üzerinde. Yerine günümüzde kütüphane olarak kullanılan 2 katlı mütevazı bir bina yapmışlar.

Mekke’ye 3 km mesafede Sevr Dağı’na gidiyoruz, 759 metre yükseklikte. Hicret sırasında Peygamber Efendimiz ve Hz. Ebu Bekir’i 3 gün misafir eden mağarası meşhur. Onları yakalamak için takip eden müşrikler mağaranın önüne kadar gelir, örümcekler girişe ağ örmüştür, içeri girip bakmazlar. Resulüllah (as) arkadaşına “Üzülme Allah bizimle beraberdir” der.

Sevr’in eteklerinde otobüsümüz durdu. Çok sayıda araç var. Yerler toz toprak. Suudi yönetimi, bu tür yerlerin ziyaretini tasvip etmediği için bir park yeri yapmamış. Oysa yollar duble ve çok düzgün.

ARAFAT
Mekke’nin 25 km kuzeyinde Arafat’tayız. Ortada Rahmet Dağı adlı kayalık, dik bir tepe. Adem ve Havva’nın yeryüzüne indirilince bu tepede buluştuğu söylenir. Arafat umre yapanlar için sadece bir ziyaret yeri, gelmek zorunlu değil. Hacılar ise Arafat’ta vakfe yapmakla yükümlü.
Buralar ağaç yoksulu. Ancak Turgut Özal’ın teklifi ve takibiyle İslam Kalkınma Bankası geniş bir alanı ağaçlandırmış. Hac zamanında altına çadırlar kuruluyor. Bu mekan hac için önemlidir, arife günü üç buçuk milyon insan burada toplanır.

Oradan Nemire Mescidine geldik. Hz. Peygamber (as) Veda haccında buraya kurulan çadırda namaz kıldırmış ve meşhur Veda Hutbesini okumuştur. Halen burada 300 bin kişilik 6 minareli büyük bir cami vardır.

Mina’dan geçtik. Peygamber Efendimize ilk vahyin geldiği Hıra dağını eteklerinden seyrettik. Mekke’nin en eski mezarlığı olan Cennetü’l-Mualla sakinlerine Fatihalar okuduk.

BİRKAÇ NOT
Medine daha rahat ve huzurlu bir şehir. Çevresi ağaçlık. Burada Cemal tecellileri baskın. Mekke ve Medine’de namaz vakitlerinde alış veriş yerleri kapalı. Kadın kıyafetlerinde, dinden çok yerel geleneklerin etkisi görülür, çoğunluğun yüzü açık. Bir kısmının sadece gözleri görünüyor. Pek azının, gözü ve yüzü tamamen siyah peçe ile kapalı.

Medine’de Mescid-i Nebi çevresi daha temiz. Harem-i Şerifin geniş avlusu da temiz. Belli aralıklarla sürekli ve çabucak yıkanıyor. Bir haftalık müşahedeme göre temizlik, bakım ve hizmetler konusunda iyi izlenimler edindim. Eski durumu bilenler, şimdilerde vaziyetin daha düzgün olduğunu söylediler.

Kaldığımız Hilton ve Swissotel’de peynir kültürü yok. Mekke’deki Swissotel’in lokantası 3 bin 500 kişilik. Suud’la ilişkilerimiz iyi olsa, sadece lüks otellere ihraç edeceğimiz kahvaltılık malzeme ve meyve ile büyük gelir elde edilir.
Dünyanın dört bir yanından ibadet için gelen Müslümanların çokluğu insana heyecan veriyor. Ne yazık ki buradaki birlik manzarası yönetimlere yansımıyor. Temennim en azından bu topraklara gelen Müslümanların daha bilinçli ve duyarlı olmalarıdır. (son)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.