Üsküp’ten Priştine’ye

26-28 Nisan günlerinde Balkanlarda idik. Hasan Şükrü Yayıntaş Beyefendi’nin onursal başkanı olduğu Genç Tasavvufçuları Destekleme ve Yetiştirme Derneği’nin Yakova’da düzenlediği “IV. Uluslararası Bakü’den Balkanlara Halvetilik Sempozyumu” vesilesiyle bir heyet halinde seyahat ettik.

İlk uğrak yerimiz Üsküp oldu. Bu güzel şehre üçüncü gelişim. Öğle yemeğini Türk Çarşısı diye bilinen yerde Destan lokantasında yedik. Burası işlek bir köfteci dükkanı. Balkanlarda benim gördüğüm yerlerde porsiyonlar hayli büyük. Manisa’nınkine benzer iyi pişmiş köftelerin porsiyonu Manisa köftesininin üç misli büyüklükte.

O gün Cuma idi. Cuma namazını, hemen 5 dakika mesafedeki Murat Paşa Camisi’nde kıldık. Hatip çok güzel bir Türkçe ile ticaret ahlakından bahseden hutbesini okudu. Kıraati de güzel. Vakit darlığından tanışma imkanım olmadı.

Cuma cemaati çok kalabalık, sokağa serilmiş sergiler üzerinde, içeridekilerin 4-5 misli insan var. Dikkatimi çeken şu oldu: Cemaatin yaş ortalaması düşük. Pek çoğu gençlerden oluşuyor. Aydınlık yüzlü, sağlıklı gençler beni ayrıca sevindirdi.

YAHYA KEMAL’İN ŞEHRİ

Üsküp büyük şairimiz Yahya Kemal’in doğduğu yer, çocukluk ve ilk gençliğini yaşadığı şehir. Bu mübarek belde için yazdığı şiir şöyle başlar:

Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyarıdır/ Evlad-ı Fatihan’a onun yadigarıdır

Değerli şairimiz çok sevdiği Üsküb’ü şöyle anlatır: “Üsküp bir evliya şehri idi. Halkı rivayet eder ki, ya Bağdad’ta bir evliya fazla imiş, yahut da Üsküp’te. Ulema henüz bu bahsi halledememiş. Lakin Üsküb’ün evliyası hep cengaverdiler.

Yemekten sonra Üsküp Türk çarşısını gezerek Rifai Dergahı’na gittik. Üsküp Rifai tekkesi 1818 yılında kuruldu.Tek katlı yapıların önünde, içinde tekke mensuplarının kabir taşları bulunan genişçe bir hazire var, ferah bir mekan. Bursa Büyük Şehir Belediyesi tarafından 2012 senesinde restore edildi. Burası Üsküp’te faaliyetini devam ettiren nadir tekkelerden biridir.

PRİZREN’DA EZAN SESLERİ

Sözünü ettiğim sempozyum Kosova’da yapıldı. Onun için vakit kaybetmeden otobüsle hareket ettik. İlk durağımız Prizren oldu. Prizren, başkent Priştine’den sonra Kosova’nın ikinci büyük şehri. Burası bir ilim, irfan ve sanat merkezidir.

Şehrin ortasından geçmekte olan Bistrica nehri, beldeye ayrı bir güzellik katmaktadır. Bir önceki dönem İzmir milletvekili Rifat Sait Bey Prizren’li olup 3 gün boyunca Sempozyum heyetiyle birlikte oldu.

Saraçhane Halveti Tekkesini dıştan gördük. Ortasından sokak geçen konumu, çeşmesi ve özgün mimarisiyle huzur dolu bir atmosfere sahip.

Şehrin tam merkezindeyiz, dört bir yerden tarihi minareler görünüyor. Akşam ezanı okunmaya başladı. Bir, iki, üç, dört, belki daha fazla minareden yükselen ezan sesleri, müthiş bir ezan korosuna dönüştü ve bütün ufku doldurdu. Bu haliyle Prizren’in tam bir Müslüman şehri olduğu açıktır. (Devam edeceğiz)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.