Yelki’nin Tekke Dedesi

Bu yılın Haziran ayında “İzmir’de Tasavvuf Kültürü” adlı bir kitabım basıldı (H yayınları).
Burada 1300’lerden itibaren İzmir’in manevi-tasavvufi hayatında etkili olan kişi ve kurumlardan söz etmekteyim. Bu arada bazı yatırlara da isim olarak yer verdim.
Kitap çıktıktan sonra onu okuyanlardan birkaç kişi beni aradı ve yeni bilgiler verdi. Bunlardan biri Yelkili Okay Dağlıoğlu’dur.
Köylerinde Tekke Dedesi adlı bir yatır olduğunu söyledi.
Yelki, İzmir’e 25 km mesafede, Güzelbahçe’ye bağlı tarihi bir köydür. 650 yıllık geçmişi olduğu tahmin ediliyor. Tarihi Yelki köyü Akçakaya tepesinin yamaçlarındadır.
Parke taş döşeli dar ve dik sokaklarında, yan yana taş evler yer alır. Eskiden su ve yeldeğirmenleri varmış. Zeytin, buğday, arpa, yulaf ekilirmiş. Sütü, peyniri, yağı bol imiş.

SÜLEYMAN DEDE

Zamanla bu özellikleri kayboldu.
Yelki bir cazibe merkezine dönüştü. Köyün etekleri ve tarım alanları lüks villalarla doldu.
Büyükşehir Yasası’yla 2009’dan itibaren Yelki, Güzelbahçe’nin 2 mahallesi haline geldi. Bugünkü Yelki’de eski köy hayatı ile modern hayat görüntüleri yan yana yaşamaktadır.
Okay Dağlıoğlu ile görüşmek ve Tekke Dedesi’ni yerinde görmek üzere Yelki’ye gittim. Bu yatır köyün yukarısında iki sokağın kesiştiği köşede bulunuyor.
Ulu bir servi ağacının dibinde, sonradan yapılmış bir kabir; taşının üzerinde şunlar yazılı: “Tekke Dedesi adı ile maruf (bilinen) merhum Süleyman Efendi’nin ruhuna fatiha.” Türbe yok sadece bir kabir. Bitişiğinde eski köy odası bulunuyor. İçerisine birkaç tarihi eşya konmuş.
Dede hakkında maalesef yazılı bilgi yok. Ama şifahi kültür olarak biliniyor. Okay Bey 1904 doğumlu babaannesinden duyduklarını nakletti: Urla’yı düşman işgalinden kurtaran Türk komutan, Yelki’ye uğradığında, Tekke Dedesi Süleyman Dede’nin ulu bir kişi olup kıymetinin bilinmesini söylemiştir.
Köyün yerlilerinden 1923 doğumlu Hasan Özdoğan’ın ifadesi ise şöyle: İşgal yıllarında Yunan askeri Yelki yakınındaki Çamlı Çayı’na kadar gelmişse de, Süleyman Dede’nin himmetiyle Yelki’ye girememiştir.
Süleyman Dede’nin yaren Dede ve Ciğer Dede isimli iki kardeşinin varlığından söz edilir.
Eskiden çocuğu olmayan kadınların abdestli olarak Tekke Dedesi civarında geceleyince çocuk sahibi oldukları söylenir.
Son yıllarda ise Tekke Dedesi’nin ismi bilinir, saygı gösterilirse de herhangi bir dilek için başvurulmadığı söyleniyor. Dede’nin üzerine Selçuklu tarzı bir türbe yapılsa çok iyi olur.

TAPU SENEDİ

Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar yatırı veya türbesi bulunmayan bir kasaba yoktur. Türbe ve yatırlar, milli kimliğin güçlü kalmasını ve devamını sağlar.
Bunlar bir tür tapu senetlerimizdir.
Bizdeki türbe olgusu, toplumsal hafızayı da temsil eder. Oralardaki kimselere ait menkıbelerin canlı tutulmasında fayda vardır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.