16 daireli bir apartmanda oturuyorum. Bunlardan sadece 5-6 aileyle görüşüyoruz. Komşularımızdan İsmail-Rana Yaylacı çifti 9’uncu dairede oturan genç ve mutlu bir aile. Apartman yöneticiliğini gönüllü olarak bu aile yapıyor.
Rana Hanım geçen Regaip kandilinde bütün dairelerin kapı tokmaklarına zarif bir kandil hediyesi asmış. Kendisi yetenekli, inançlı ve zevk sahibi biri.
Rana Hanım, üzerinde gül motifi ve “Regaip kandiliniz mübarek olsun” yazılı olan bir kartpostal hazırlamış.
Kartın üzerine tek kişilik bir Türk kahvesi poşeti, onun altına da ambalajlı bir çikolata yapıştırmış.
Kartpostalın üst 2 köşesine zımbayla birer delik açarak sicim geçirmiş ve kapı tokmaklarına asmış. Kartın arkasında inci gibi bir yazıyla şunlar yazılı: “Yüzünüzde oluşacak minicik bir tebessüme neden olabilmek dileğiyle…Daire 9”
Bu tür bir kandil tebriki beni tarifsiz derecede mutlu etti. Ailece sadece yüzümüzde “minicik bir tebessüm”e değil gönlümüzde büyük bir ferahlığa yol açtı. Ve kendisinin izniyle bu satırları kaleme aldım.
KÜLTÜR BAĞI
Kandillerin bizim dini ve sosyal hayatımızda önemli bir yeri vardı. Eskisi kadar olmasa da halen de yapıcı, birleştirici ve dayanışmacı işlevi devam ediyor. Duygu ve aidiyet bağlarını güçlendiriyor.
Kerli ferli bazı ilahiyat profesörlerinin kandilleri hafife almalarını hatta bunları alay konusu etmelerini üzüntü ve esefle karşılıyorum. Din sadece bir takım inanç ve ibadet ilkelerinden ibaret değildir. Dinin halk içinde yaşanan ve gelenekleşmiş yönleri, manevi bir ortam oluşturur. Bunlar belki teferruattır ama meydana getirdikleri kutsal atmosfer gözden uzak tutulmamalıdır. Bayramlar, kandiller, mevlitler, teravihler insanımızın dini ve milli aidiyetlerini perçinleyen uygulamalardır.
MİRAÇ KANDİLİ
Dün Miraç kandilini idrak ettik. Mirac, Peygamber Efendimizin Mekke’den Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya, oradan da göğe yaptığı yolculuk demektir. Kur’an ayetlerinde kısaca, hadislerde ise çok ayrıntılı olarak anlatılan miraç olayının mahiyeti hakkında farklı görüşler vardır. Kimi bu seyahatin beden ve ruhla olduğunu söyler, kimileri ise sadece ruhla vuku bulan manevi bir seyahat olduğuna inanır. Her nasıl olursa olsun, Mirac çok önemli bir hadisedir. Bir manevi yükseliştir, içinde bulunduğumuz boyuttan daha farklı ve ulvi bir aleme çıkıştır. Zaman ve mekan dışında Hak Taala ile karşılaşmadır, buluşmadır.
Edebiyatımızda Miraçnameler, Türk Din Musikisinde “Miraciye” diye bir tür vardır. Miraç ilahileri ayrı bir grup oluşturacak kadar zengindir. (TRT Müzik kanalı, dün akşam Ayasofya’da okunan Miraciyeyi yayımladı) Dante’nin İlahi Komedya’sının Miraçtan etkilendiği söylenir.
Netice olarak kandiller özellikle Miraç kandili kültürümüz, edebiyatımız ve sanatımızda önemli yer işgal eder. Kandillere karşı olanlar, bütün bunları temelsiz duruma soktuklarının farkında değillerdir.
Arif Nihad Asya’nın “Miraç III” niyâzıyla bitirelim:
“Dünyamıza her gün yeni bir müjde getir / “Yakut” de, “elmas” de, “zebercet” de; getir / Mes’ut bir akşam bize yıldızlardan / Ey kutlu Muhammed, beşibiryerde getir!”
Bir yanıt bırakın