Hamide Topçuoğlu kitabı

Bir Çocuk Bir Kadın Bir Hoca Prof. Dr. Hamide Topçuoğlu” (Turhan Kitabevi, Ankara, 2018) adlı ilgi çekici bir kitap okudum. Kısaca şöyle tanıtılmış:

“Mine Göğüş Tan’ın, Prof. Dr. Hamide Topçuoğlu ile Ankara Hukuk Fakültesi’nden başlayarak kırk beş yıllık bir usta-çırak ilişkisi oldu. 1994 Ekim’in de Topçuoğlu’nun çocukluk anlatılarını kaydetme niyetiyle başlayan ve 1995 Şubat’ına kadar süren sekiz sözlü tarih görüşmesinin bant çözümlerine dayanan bu kitap, iki kadın arasındaki hoca-öğrenci-dost ilişkisinin hikayesi olarak da okunabilir. Ya da, Mütareke İstanbul’undaki çocuktan, Cumhuriyet Ankara’sında ki genç kıza ve en değerli akademisyenlerden birine yolculuğun hikayesi. Öğrenciden hocaya 100. Yıl Armağanı.”

*

Prof. Dr. Hamide Topçuoğlu (1918-2009) Osmanlı’nın son nesli bir ailenin çocuğu. Annesi Bosna göçmeni, babası Kastamonu’lu, asker yönetici. Hamide Hanımın başarılı bir öğrencilik hayatı var. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra, aynı yerde Hukuk Sosyolojisinde kariyer yaptı. Eğitim Fakültesi’nin kurucu dekanı oldu.

Kitabın yazarı Prof. Mine Hanım, çok sevdiği hocasından kaydettiği konuşmaları deşifre edip yayımlamakla önemli bir hizmet yapmıştır. Adı geçen kitapta birçok kültürel ve sosyal konulara değinilir. Bunlardan bir kısmını belli başlıklar altında birkaç yazıda ele almak istiyorum.

KİŞİLİĞİ

H. Topçuoğlu, müstesna bir insandı. İmparatorluğun çocuğu bir cumhuriyetçi. Bu ikisinin zenginliklerini hiçbir tavizde bulunmadan kişiliğinde özümsemiş ama her ikisinin de “zaaflarını” eleştirmekten sakınmamıştı. Güçlü, onurlu, hep başı dik… Sessiz ve derinden bir muhalif. YÖK kurulduğunda, sağlığı yerindeyken 63 yaşında emekliliğini istedi.

Prof. Muammer Aksoy’a göre “Türkiyede en akıllı, en esaslı, en bilgili üç kadın varsa onlardan birisi de Hamide Topçuoğlu’dur.”

Kılı kırk yaran bir mükemmeliyetçi, ironik, skeptik (bilimsel şüpheci) mizah dolu bir kadındı. Her konuda bir anekdot, bin yıllık bir halk deyişi, daha önce hiç duymadığınız bir fıkra anlatabilirdi. Bunlar, en sonuna dek dağarcığından eksilmedi

Eğitim Fakültesi’ni adeta dişiyle tırnağıyla kurdu. Amerikancı olmayan bir fakülte kurmak konusunda herkese kafa tuttu. Ölümden korkmazdı. Ama kitaplarına ne olacağından çok endişeliydi.

AİLESİ

Hamide Topçuoğlu dindar bir ailede yetişti. Baba küçük yaşta hafız olmuş, beş vakit namazını kılan, Kuleli askeri okulundan mezun. Bosna kökenli bir Melami şeyhinin damadı, takva sahibi bir insan. Anne tasavvuf terbiyesi içinde yetişmiş faziletli bir kadın. Evlerinde Müslüman dünya görüşü hakim.”Annemin sesi kulağımdadır” der: ‘Kızım, o da insan, onun da Allah’ı var.” Ailenin anlayışı: ” Birisi kendi durumumuzu ötekilerden farklı görecek diye ödleri patlardı.” Evde sık sık tekrarlanan bir cümle: “Başkası görmezse Allah görür”.

Konuya devam edeceğiz.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.