Son darbe teşebbüsü; kilit noktalardaki insanların zeka, ahlak, beceri ve sadakat sahibi olmalarının önemini gösterdi.
Bu bize Mesnevi’deki “Ayaz” hikayesini hatırlattı.
Ayaz Gazneli Mahmud’un (ö. 1030) sadık adamıdır. Zekası, sadakati, hükümdara bağlılığı ile meşhurdur. Aldığı ücret emsallerine göre çok fazladır. Ayaz’ı kıskanan öteki beylere Sultan Mahmut bir ders vermek ister.
Bir gün beylerini alarak ava çıkar. Uzaktan bir kervan görülür. Hükümdar beylerden birine:
“Git sor bakalım, bu kervan nereden geliyor” der. Bey gider bir süre sonra döner: “Efendim kervan Rey şehrinden geliyor” der.
Mahmut: “Peki, nereye gidiyormuş” diye sorunca bey susup kalır.
Sultan başka birini gönderir. Dönünce kervanın Yemen’e gittiğini söyler.
Padişah: “Yükü neymiş?” deyince cevap veremez.
Bu defa padişah bir başka beyden, gidip yükünü öğrenmesini ister. Bey der ki: “Her cins mal var, fakat çoğu Rey kaseleri.” Padişah aynı kişiye kervanın Rey’den ne zaman çıktığını sorarsa da cevap alamaz.
Mahmut böylece tam 30 beyi gönderir ve hiçbiri istenen bilgileri tam olarak getiremez.
30 KİŞİYE BEDEL
Padişah son olarak Ayaz’ı çağırır: “Ayaz, der, git bak bakalım şu kervan nereden geliyor?” Ayaz saygıyla eğilerek konuşmaya başlar, “Efendim, kervanı görür görmez sizin, soracağınızı tahmin ettiğimden gidip gerekenleri öğrendim. Kervan Rey’den geliyor Yemen’e gidiyor. Yükü şudur, şu kadar at, şu kadar deve, şu kadar katırdan oluşuyor. Kervanda şu kadar insan var, onlardan şu kadarı silahlı” diye kervan hakkındaki bilgileri bütün ayrıntısıyla anlatır.
Bunları ağzı açık dinleyen beylere padişah sorar: “Sadık adamım Ayaz’a neden otuz kişinin ücretine denk para verdiğimi anladınız mı?”
AYAZ KİMDİ?
Bir gün Gazneli Mahmud ava çıkmıştı. Bir ceylan peşinde koşarken, yanındakilerden ayrıldı, adamlarından uzaklaştı. Nihayet birkaç Türkmen evi gördü. Yorgun, terlemiş ve susamış halde evlerden birine yaklaştı, su istedi.
Karşısına genç Ayaz çıktı, Sultan Mahmud’un önemli birisi olduğunu anladı, saygı gösterdi:
“Sultanım biraz istirahat buyurun, bu civarda suyu çok hoş olan bir çeşme var. Babam oraya gitti, su getirecek, size o sudan takdim edeyim” dedi.
Sultan Mahmud atından indi. Ayaz yoksul fakat tatlı dilli, konuşkan ve saygılı biriydi. Güzel sözlerle bir süre hükümdarı oyaladı. Mahmud, gencin davranışlarından hoşlandı. Genç kalkıp temiz bir kasede soğuk su getirdi.
Sultan suyu severek içti, dayanamayıp sordu: “Babanın çeşmeye gittiğini söylemiştin, oysa bu suyu evden alıp geldin, nedir bunun sebebi?
Ayaz cevap verdi: “Padişahım, buraya geldiğiniz vakit yorgun ve çok terli idiniz. O anda soğuk suyu verseydim size dokunurdu. Sizi konuşmaya tutarak terinizin kurumasını bekledim, bağışlayın.” Sultan Mahmud bu gencin feraset ve zekasını çok beğendi. Ailesinin rızasını alarak onu sarayına getirdi ve hizmetine aldı.
Bir yanıt bırakın