Meydanlar ne oluyor?

15 Temmuz gecesi bütün Türkiye TV başındaydı.
Bir darbe olayı vardı, ama mahiyeti belli değildi. Boğaz köprüsü askerlerce kapatılmıştı.
Saat 23.50’de TRT spikerine silah zoruyla darbe bildirisi okutuldu.
Kırılma noktası Hande Fırat’ın girişimiyle yaşandı.
Cumhurbaşkanıyla bağlantı kurdu. Erdoğan, cep telefonu aracılığıyla CNN Türk’te halka sokağa çıkma ve darbe girişimine karşı direnme çağrısında bulundu.
Ardından Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok yerde halk meydanlara çıktı.
Olayın kaderi halkın Boğaz Köprüsüne ve meydanlara akın etmesiyle değişti.
Nereden bakılırsa, son derece acı ve üzücü bir hadise. Milletimiz büyük bir badirenin eşiğinden döndü. Meydanlara değinmek istiyorum.

ENDİŞELİ MODERNLER

‘Sevdalinka’ ve ‘Köprü’ adlı romanlarını zevkle okuduğum yazar Ayşe Kulin beni çok şaşırttı. Kulin Cumhurbaşkanı’na yazdığı mektupta şöyle diyor: “Demokrasiyi korumak üzere meydanlara çıktığımda, siz Cumhurbaşkanım olarak beni bazı seçmenlerinizin hışmından koruyabilecek misiniz?” Prof. Nurşen Mazıcı da bir TV programında, 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenlik sağlanmadan halkı sokağa çağırmasının yanlış olduğunu belirterek, “O gece ölenlerin hepsinin canı en az Tayyip Erdoğan’ın canı kadar değerlidir” dedi.
Her iki sözün altında Erdoğan karşıtlığı ve korku yatar, bunlar tekil örnekler değil. Böyle düşünen bir grup insanımız var. Bir ara “endişeli modernler” diye isimlendirildiler.
Ne kadar “aydın” olursa olsunlar bu tür kimseler maalesef halkını tanımıyor. Sanki ellerinde pala, önüne gelene saldırmaya hazır bir insan yığını var sanıyorlar.

KARNAVAL GİBİ

Meydanlara davet demokrasiyi savunmak amacıyla yapıldı ve amacına ulaştı. Bunun devam etmesinden bir ara ben de endişe ettim. Korkum, kalabalıkların içine kötü niyetli kişilerin sızması ve üzücü olaylar çıkması ihtimaliydi. Hamdolsun böyle bir şey olmadı.
Meydanları yerinde görmek istedimse de sağlığım elvermediği için yapamadım. Nihayet geçen cumartesi akşamı İzmir Konak meydanına gittim, 40-50 dakika kaldım. Meydanın tamamı polis bariyerleri içine alınmış.
Giriş tek yerden ve üst aramasıyla yapılıyor. İçeride genç yaşlı, kadın erkek eli bayraklı her tür insan var. Karnaval yeri gibi. Vilayet Konağının önüne geçmek istedim, görevliler bırakmadı, orası bayanlara ayrılmış, pozitif ayırımcılık yapılmış. Kadınlar her tarafta vardı ama erkekler bu bölüme giremiyordu. Uygulama bütün illerde aynı ise Ayşe Kulin’in korkuları yersizdir. Meydanlarda güvenlik tedbirleri alınmış ve çok sayıda polis görev başında.
Prof. Mazıcı’yı üniversitesi bildiri ile kınadı. Onun sözlerini tasvip etmek mümkün değil.
Ama bu sebeple görevinden alınması da hoş olmaz. Dileğimiz, her kesimden insanımızın endişesiz yaşayacağı huzur ortamına dönmemizdir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.