Kuşadasında 3 gün

1-3 Nisan günlerinde Kuşadası’nda bir sempozyum düzenlendi: “Kuşadası ve Civarında Tasavvufi Hayat ve Kuşadalı İbrahim Halveti.” Sempozyum yeri olarak Boyalık mevkiindeki Sealight Resort Hotel seçilmiş. Oksijeni bol, harika bir tabiat köşesinde, deniz kıyısında 465 odalı büyük bir otel. Hizmetleri kaliteli, müşterilerin çoğu yabancı.

Sempozyum boyunca devam eden hat, tezhip ve minyatür sergisi vardı. 57 parça sergilendi. Akın Ongan hattat, eşi Suna Hanım minyatür ve tezhip sanatçısı. Birlikte çok değerli eserler ortaya koymuşlar. Hattat Yusuf Sezer meşk etmiş olan Akın Ongan, sanatında fani olmuş, mütevazi ve müeddep bir kimse. Tanımakla mutlu oldum.

SALON İHTİYACI

İlk gün akşam Kuşadası Belediyesi Erhan Yücel Sahnesi’nde tasavvuf musikisi konseri vardı. İzmir Devlet Korosu sanatçılarından Ümit Yazcı ve arkadaşları icra ettiler. Başta Ahmet Hatiboğlu’nun eserleri olmak üzere zevkli parçalar dinledik.

Salona zemindeki otoparktan giriliyor, giriş çıkış uygun değil. Ayrıca eski ve içerinin havası egzoz kokusuyla dolu.

Birçok belediyemiz gibi Kuşadası’nın da yeni ve modern salonlara ihtiyacı var. Sürekli kültür ve sanat etkinliklerinin yapıldığı Kuşadası’nda, belediyenin bu konuda geç kalmış olması beni şaşırttı.

Sempozyum tahminimin üzerinde verimli ve seviyeli geçti. Bildirilerin büyük çoğunluğu, emek mahsulüydü.

Hasan Şükrü Yayıntaş ve canları iki saat boyunca salonu doldurup dikkatle dinleyerek ayrı bir canlılık getirdiler.

ÇINAR KÖYÜ

Adına sempozyum düzenlenen İbrahim Halveti’nin doğduğu yer Çınar Köyü’dür, Kuşadası’na 14 kilometre mesafede. Köy Muhtarı Selahattin Akyüz gayretli bir kimse. Katılımcıları köyüne davet etmiş. Üçüncü gün öğleye yakın bir grup Çınar’a gittik.

Mevsim bahar, yol boyunca bakımlı tarlalar ve çiçeğe durmuş ağaçlar gördük. Dağlarından yağ, ovalarından bal akan memleketimi bir kat daha sevdim.

Çınar köylüleri hep birlikte zengin bir sofra hazırlamış. Köy camisinin avlusunda ağaçlar altındaki masalarda kendi hazırladıkları börekler, tatlılar, sarmalar ve harika bir keşkek ikram ettiler.

Kadını ve erkeğiyle neredeyse bütün köylü oradaydı. Candan hizmetleri, sıhhatli ve güler yüzleriyle insanımızın sıcaklığını ve samimiyetini hissettik. Göç vermeyen, zeytin ve inciriyle kendine yeten mutlu bir köy. Prof. Mustafa Yıldırım’ın kısa sohbetini zevkle dinlediler.

Köyün en yüksek yerinde Yatağan Dede var. Muhtar oraya güzel bir çevre düzenlemesi yaptırıyor. Yatağan Dede’nin tam yanında yüksek bir gönderde al bayrağımız dalgalanıyor ve ta uzaklardan görünüyor.

Verimli ve bereketli bir üç gün geçirdiğimiz Kuşadası’ndan mutlu ayrıldık.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.