Tarih dergiciliğinde yeni bir çığır: AKTÜEL TARİH

Milletlerin çeşitli bakımlardan ikbal ve idbar (bahtının açıldığı ve tersine döndüğü) dönemler vardır. Ben günümüzün ikbal ve talih açıklığının nüvesini taşıdığını düşünüyorum. Son senelerde Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman, Büyük Selçuklu gibi televizyon dizileri rağbet görmeye başladı. Bunlar yurt içi ve yurt dışında ilgiyle izleniyor. Alaka görme sebeplerinden biri, tarihimize seküler bir gözle bakmayıp yer yer manevi önderlere de yer vermesidir.

Tanzimattan beri fikir hayatımıza yön veren materyalist-pozitivist dünya görüşü tarihe bakışımızı da etkiledi. Böylece tarih demek büyük güçlerin savaşı, entrikalar yumağı ve kuru olaylar zinciri olarak görüldü. Bu içi boşaltılmış, ruhu soyulmuş bir anlayıştır. Popüler tarih dergileri de genellikle seküler bir çizgi taşır.

ANADOLU MAYASI

Bunlardan farklı çizgide, Aktüel Tarih adıyla yeni bir dergi çıkmaya başladı (Turkuvaz yayını). Ansiklopedi boyunda, kuşe kağıda basılı, profesyonel işi birçok görselle zenginleştirilmiş, kaliteli bir baskıyla çıkan ilk sayı beni çok heyecanlandırdı. Bu sayı ‘Yıkılış ve Kuruluş Çağı 13. Asır’ adını taşıyor. Dergide ‘Anadolu Mayası’ ve ‘İrfan Geleneği’ dediğimiz anlayış çeşitli yazılar içine serpiştirilmiş durumda.

Anadolu’ya gelişimiz, bu toprakları vatan kılışımız, pek çok eserle imar edişimiz destansı bir olaydır. Selçuklular, Beylikler, Osmanlının kuruluşu sırasında pek çok çekişmeler ve kavgalar oldu. Ama bütün bunlar sırasında derinden ve kesintisiz işleyen bir anlayış ve ruh vardı. Biz o ruh sayesinde kök salıp medeniyet kurduk.

O ruh cihat ruhudur. Cihadın kelime anlamı çok çalışmak demektir. Terim olarak Hak yolunda savaş anlamına gelir. Bir başka anlamı ise insanın kendi zaaflarıyla (nefsiyle) savaşması demektir; buna ‘büyük savaş’, cephedeki çarpışmaya ise ‘küçük savaş’ denir.

ANADOLU NASIL VATAN OLDU?

İnsanın kendi nefsiyle savaşı daha önemlidir. Bunda başarılı olan maddi savaşta daha büyük başarı gösterir. İşte Anadolu, bu özelliğe sahip kahramanlar ve bu iki sıfatı kendilerinde birleştirenler eliyle vatan oldu. Onlara ‘alperen’, ‘gazi derviş’ denmiştir. Ne yazık ki pozitivist ve seküler görüşle bakanlar tarihimizdeki ‘erenlik’, ‘dervişlik’ ruhunu görmezden gelirler.

İşte Aktüel tarih dergisi bu boşluğu doldurmaktadır. Ta baştan beri halkımızın büyük kesiminin duygu ve inançlarını besleyen bu manevi alana ait, kabuller, inanışlar, menkıbelerdir. Bunlar dergideki yazılarda tarih bilimiyle hal hamur edilmiş, böylece bilimsel kuruluğu aşıp duygu ve heyecanları besleyen, maşeri kültürü kucaklayan bir üslupla sunulmuştur.

Dergide karış karış bütün Anadolu var. Hz. Mevlana, Hacı Bektaş, Yunus Emre, Hacı Bayram var. Ahiler, dervişler, gaziler ve fakihlerin beraberliği vurgulanır. Osmanlının kuruluşu sırasında Bayezidiyye, Vefaiye, Rifaiyye, Kadiriyye ve İbn Arabi’nin rolüne değinilir.

“Bizim geleneğimizde veliler, dervişler, ermişler, halk aşıkları dağları, vadileri, yaylaları mesken tutmuştur” denir ve Uludağ’da her ağacın bir derviş olduğu söylenir. Tekrar belirtelim, konular tarih biliminin ışığında ele alınmıştır. Aktüel Tarih dergisinin aynı çizgide devam etmesini ve okuyucunun buna sahip çıkmasını dilerim.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.