Üsküp Rifai Tekkesi

Üsküp doğumlu şairimiz Yahya Kemal “Kaybolan Şehir” şiirinde şöyle der:
“Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyarıdır / Evlad-ı Fatihan’a onun yadigarıdır.
Firuze kubbelerle yalnız bizim şehrimizdi o / Yalnız bizimdi, çehre ve ruhuyla biz’di o.
Üsküp ki Şar Dağı’nda devamıydı Bursa’nın / Bir lale bahçesiydi dökülmüş temiz kanın.” Üsküp 1392 yılında fethedildi ve Balkanlarda Osmanlı’nın önemli merkezlerinden biri oldu.
29 Nisan’da Üsküp’te idik.
Üsküp’ün Türk bölgesi tıpkı bir Anadolu şehri. Kayrak taşlarla döşeli kıvrımlı sokaklarında dolaştık.
O gün cuma idi, namazımızı sokağa serilmiş sergiler üzerinde kıldık. Cuma hutbesi Arapça okundu. Demek ki Osmanlı geleneği devam ediyor.
Hutbelerde Türkçe bölümler Cumhuriyet’ten sonra ilave edildi. İlk gelişimde başka bir camide Arnavutça hutbe dinlediğimi hatırlıyorum.

RİFAİ TEKKESİ

Yahya Kemal’e göre: “Üsküp bir evliya şehri idi.
Halkı rivayet eder ki, ya Bağdad’ta bir evliya fazla imiş, yahut da Üsküp’te.
Ulema henüz bu bahsi halledememiş.” Evliyalar şehri olan Üsküp’te Rifai Tekkesi’ni ziyarete gittik.
1818 yılında kurulan tekkenin giriş kapısında şu beyit yazılı:
“Dersen bu cihanda seni sokmaya efa’i / Gel işte budur dergah-ı vala-yı Rifai” Anlamı şöyle: “Bu dünyada zehirli yılanların seni sokmasını istemiyorsan buyur gel yüce Rifai dergahına.” Tek katlı yapıların önünde, içinde tekke mensuplarının kabir taşları bulunan genişçe bir hazire var, ferah bir mekan. 19 yıl önce gördüğüm haline göre daha bakımlı. Bursa Büyük Şehir Belediyesi tarafından 2012 senesinde restore edilmiş ve açılışı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından kalabalık bir törenle açılmış.

YAHYA KEMAL TEKKEDE

Yahya Kemal, daha on üç on dört yaşlarında iken bu tekkeye devam ederdi. Cuma günleri yapılan ayinlerde ilahiler okurdu.
Şairimiz hatıralarında şunları yazar: “Üsküp’te Rifai şeyhi bir Sadeddin Efendi vardı.
Taşranın bu kadar uzak bir şehrinde inanılamayacak gibi kibar, terbiyeli, ince bir adamdı.
Rifai tekkesi Üsküp’ün eski, güzel, ziyaretgah, çeşmeli ve şadırvanlı, oldukça zengin bir dergahıydı.” Yahya Kemal’in bu tekke şeyhiyle hayli yakın münasebeti olduğu görülür, şöyle der:
“Şeyh Sadeddin Efendi güzide bir zattı. O zaman Üsküp’te yaşayan Bursalı Tahir Bey gibi, Eşref Paşa gibi fazıllarla görüşürdü, onlarla tasavvuftan ve edebiyattan bahsederdi ve mutasavvıfane şiirler neşrederdi.
Sadeddin Efendi bilgili, şair ve edebi zevki olan biriydi.
Yahya Kemal, çok değil 120 yıl önce kendisinden Farsça dersleri almış ve ilk şiirlerini ona göstererek şiir bilgisini geliştirmiştir.
Üsküp Rifai Tekkesi bugün de gelenlere manevi ikramını sunmaya devam ediyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.